Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi3
Bugün Toplam126
Toplam Ziyaret1663128
Yılmaz Aydoğan
yaydogan33@gmail.com
YOK DEVE !
02/08/2017


Sınır ilçelerinde insan unsurunun fail olduğu sınırdan izinsiz, yasak geçişler ve kaçakçılık faaliyetleri yanında bazen de canlı hayvanların ülke sınırını tecavüz ederek diğer tarafa geçmesi olağan olaylardandır. Hayvan geçişleri bizzat insan eliyle olabileceği gibi, hayvan sahibinin veya çobanın dalgınlığı, uyuması ya da hayvanın ürkerek kaçması şeklinde de gerçekleşebilir. 

Böyle durumlarda sınırdaş ülkelerin birinci derece hudut makamları bir araya gelerek konuyu görüşür ve bir sonuca bağlarlar. Genelde de görüşmeye konu hayvan, bulunduğu ülkede yasal bir sahibi yoksa, diğer tarafa tutanakla teslim edilir. 

Fırsat buldukça, hafta sonlarında, eşimi ve çocukları yanıma alıp Türkiye-İran sınırındaki askeri yasak bölgede konuşlu bir sınır karakoluna gider, hem orada piknik yapar; hem de karakoldaki askerlerle vakit geçirerek onlara moral vermiş olurdum. Bu ziyaretler esnasında birkaç defa İran tarafını dürbünle izleme fırsatım oldu. 

Bizde pek kalmadı. 1990’lı yıllarda göçer hayvancılık İran’ın bu bölgesinde hala sürdürülmekte idi. Nisan mayıs aylarında İran göçerleri sınırın karşısındaki Belasur ve Makü yaylalarına gelirlerdi. Her bir oymakta iki-üç bin küçükbaş, yüzlerce büyükbaş, at ve katır sürüleri ile yüzlerle ifade edilebilecek sayıda develeri izlemek, benim gibi, çocukluğunda Aydınlı Yörükleri’nin Çukurova’dan Toros’un arkasındaki Urum’a (Niğde, Konya-Ereğli tarafı) göçlerine tanıklık etmiş birisi için nostalji olurdu.

…………………………………………..

1990 yılı sonbaharında, Saray Belde Belediye Başkanı kaymakamlığa gelerek:  “Beldede başıboş bir deve bulunduğunu, devenin büyük ihtimalle İran sınırından geçerek gelmiş olabileceğini; sınırı izinsiz geçtiği sanılan deveyi Sınır Jandarma Bölük Komutanı’nın alıp bölük merkezine götürdüğünü; bu konuda nasıl bir işlem yapmaları gerektiğini,”  sordu. 

Jandarma ile görüşüp, olayın aslını öğrenmeden bir şey diyemeyeceğimi” ifade ile, “Daha sonra kendisini bilgilendireceğimi” söyleyip, gönderdim. 

Aynı gün yapılan genişletilmiş asayiş toplantısında konuyu Sınır Jandarma Tabur Komutanı Binbaşı Tanju Dönmez açtı: “Saray bucak merkezinde konuşlu Jandarma 6.ncı Sınır Bölüğü sorumluluk sahasındaki karakolların birisinden iki gün önce bir ‘sınır ihlal tespit tutanağı’ alındığını; tutanakta,  ‘iz tarlası tetkikinden, gece karanlığında cinsi belirlenemeyen, ancak deve olduğu tahmin edilen bir hayvan geçişi tespit edildiğinin; iz tarlasının sürülerek eski haline getirildiğinin’ bildirildiği; dün de Saray Bucak Merkezi’nde başı boş bir deve tespit edilerek, zapturapta alındığını” anlattı. İlaveten; “Bu güne kadar hiç deve eti yemediğini, nasıl olduğunu merak ettiğini; deveyi kesip, karakollara dağıttırmanın uygun olup olmayacağını,”  sordu.

 Devenin gece karanlığında sınırdan geçtiği anlaşılıyordu. İran makamlarının resmi talebi halinde, iki ülke arasındaki anlaşmalar gereğince İranlı sahibine iadesi gerekiyordu. Böyle bir talep halinde; “Haberimiz yok!” deyip, teslimden kaçınabilirdik. Ama bu, İran makamları nezdinde oluşturduğumuz güvenilir imajımızı lekelerdi. Üç bin nüfuslu bir kasabada herkesin gördüğü deveyi “Biz görmedik!” diyemezdik. Eninde sonunda bu yalanımız öte tarafa bir şekilde ulaşırdı.

 

- Şimdilik bekleyelim. İran tarafı istemezse icabına bakarız,” dedim.

 Saray’a gittiğimde, “ayağından uzun bir halatla bir kazığa bağlanmış olan devenin askeri alanda otlamakta ve hayatından da memnun durumda olduğunu,” gördüm. 

Belediyeyi ziyaret ederek Belediye Başkanı’na: “- Çiftçi Malları Koruma Kanunu uyarınca; ‘Belde sınırları içerisinde başıboş bir deve bulunduğunun; sahiplerinin Belediye Başkanlığı’na on gün içerisinde başvurması gerektiğinin; aksi takdirde sahipsiz mal sayılacağının’ ilan edilmesini; ilan tutanağının dosyalanmasını,” bildirdim. 

Üç-dört hafta bekledik. İran makamları konu hakkında herhangi bir talepte bulunmadılar. Belki de, göç ederek ülkenin güney illerine gitmiş olan deve sahibi, İran makamlarına başvuru yapmamıştı. İç hukuk bakımından, Çiftçi Malları Koruma Kanunu gereğince gerekli duyurular yapılmış, sahibi olmadığı anlaşılmış ve kayda geçirilmiş; “sahipsiz mal” olarak değerlendirilmesi için gerekli hukuki zemin hazırlanmıştı. 

Belediye Başkanına ilgili kanun uyarınca; “Bakım masraflarının ‘belediye’ye yük getireceği, uzun süreli olarak karşılanamayacağı’ gerekçe gösterilerek, sahipsiz devenin kesilip halka dağıtılmasına yönelik bir Encümen kararı aldırmasını ve takiben de gereğini bu yönde yapmasını,” tavsiye ettim. “Binbaşı Dönmez ve askerlerin paylarını ayırmayı ihmal etmemesini,”  de hatırlattım. 

Tabur komutanına ek olarak bana da bir pay(!) ayırıp, yollamışlar. Deve etinin tadına bakmış olduk. 

Gönlünüzden hoşluğu, kalbinizden sevgiyi eksik etmeyiniz.



647 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

YEREL SEÇİMLERDE TARSUS - 02/09/2023
YEREL SEÇİMLERDE TARSUS
ANCAK YARASALAR KORKAR IŞIKTAN - 14/02/2023
ANCAK YARASALAR KORKAR IŞIKTAN
DEPREMDE BİZ NEYİN BEDELİNİ ÖDÜYORUZ? - 08/02/2023
DEPREMDE BİZ NEYİN BEDELİNİ ÖDÜYORUZ?
NE KADAR ÖZLEMİŞİZ BÜTÜNLEŞMEYİ? - 13/09/2022
İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Tunç Soyer’i oldum olası sevmem… Türk vatandaşı olsa da, Türkiye’de yaşasa da kendisini, Türk kültüründen daha çok kadim Yunan kültürüne yakın saydığını, milli bir çizgide olmadığını görüyorum.
NEDİR MİLLİ SİYASET -2- - 25/07/2022
Mustafa Kemal Paşa’nın daha 1923 yılında söylediği aşağıdaki sözleri onun, yolun en başından itibaren ‘Milli Siyaset’ düşüncesine sahip olduğunu gösterir:
NEDİR MİLLİ SİYASET ?(1) - 15/07/2022
Son yarım yüzyılda ülkemizin savrulduğu mevcut durumun iç ve dış “hareket ettiricileri”, onların planları, uygulamaları ve geldiğimiz yer, iyi incelenmeli ve doğru teşhis edilmelidir.
YENİDEN MİLLİ SİYASET 2 - 05/07/2022
1821 Mora kalkışması ile başlayan ve 7 Ekim 1912 / 30 Mayıs 1913 arası sekiz aylık dönemde kaybettiğimiz Balkanlarda, Türk kırımının zirveye ulaştığını; Osmanlı’nın bu 90 (doksan) yıllık geri çekilme döneminde 2.500.000 Türk’ün kırıma uğradığını, 8.0
YENİDEN MİLLİ SİYASET 1 - 04/07/2022
(“Yeniden milli Siyaset” yayın hazırlıkları yaptığım kitabımın adıdır. Kitabın “Sonsöz” Bölümünü okuyucularımla paylaşmak istedim.)
AYDIN PARTİCİLİĞİ - 01/06/2022
[ Bilirsiniz bizim kültürümüzün bir parçası olan sözlü halk edebiyatımızda Hz. Süleyman, “Kuş dili bilen,” olarak anlatılır. Hz. Süleyman ile kanadı kırık bir kuş arasında geçtiği söylenen öykü, “İnsanlar ders alsınlar,” diye tekrarlanır, kuşaklar bo
 Devamı
AlışSatış
Dolar32.222232.3513
Euro35.110935.2516