Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam146
Toplam Ziyaret1663599
Yılmaz Aydoğan
yaydogan33@gmail.com
ÖNCESİYLE, SONRASIYLA ‘15 TEMMUZ 2016 KALKIŞMASI’ - 1
27/08/2018

 

1. 15 TEMMUZU ANLAMAK - 1

 

BAKARKEN DURDUĞUN YER GÖRDÜĞÜNÜ DEĞİŞTİRİR

 

15 Temmuz 2016 Kalkışması” gerçekte, iktidardaki siyasi parti yöneticilerinin ve yandaş basının söylediğinden daha vahim ama farklı, başka bir şeydir. Egemenler olayın bir kısmını saklamakla; anlaşılmasını, açığa çıkmasını arzu etmemekteler.

15 Temmuz’u o gece, İstanbul Boğaz Köprüsü’ndeki tankların bulunduğu şeridin karşı şeridinden bakarak; ya da Ankara Anıttepe’deki kamu lojmanlarından Genelkurmay Başkanlığı’nı gözetleyerek anlayamayız. Dikmen sırtlarındaki bir apartman dairesinin salonundan ya da balkonundan bütün bir Ankara’yı akvaryum gibi seyrederken, şehrin üzerinden alçak uçuş yapan jetleri, Etimesgut’taki Kara Havcılık Okulu’ndan kalkıp inen helikopterleri, şehrin değişik bölgelerinden gelen patlama seslerini ve patlama yansımalarını görebilir ama olup bitene anlamlı bir ad koyamayız.

Bunun için daha uzak bir noktaya çekilmemiz, baktığımız yeri, bakış açımızı değiştirmemiz; sadece bir şehri ve Türkiye’yi değil, bütün Dünya’yı seyredebilecek bir konumdan ve belki de bir uydudan bakabilmemiz gerekir yeryüzüne.

Sağlıklı değerlendirme yapmamız için, bu da yetmez! Dağarcığımızda yeterince tarih, biraz ekonomi, biraz sosyoloji, biraz siyaset bilimi ile “siyasal rejimler ve devlet sistemleri” hakkında bilgi kırıntıları bulunması; sermayenin dünyayı nasıl yönettiğini bilmemiz; ayrıca “sorgulama ve analiz yeteneğimiz” olması gerekir.

Benim gözümde “15 Temmuz Kalkışması, Büyük Ortadoğu Projesi’nde bir yol ayrımıdır”. Önceden planlanmış bir “chapter”, nihai amaca ulaştıracak bir “proje paragrafı” ve o paragrafta yazılanların tatbikatıdır.

BÜYÜK ORTADOĞU PROJESİ

20. yüzyılda İngiliz sömürgeciliğinin arkasında duran kim ya da kimler ise; 21. yüzyılda Amerikan sömürgeciliğinin arkasındaki güçler de aynı ‘kimse’lerdir. Aslında sömürgeciler aynı olup, uyruğu oldukları Devletin adı değişmiştir.

Amerikan Devleti tarafından hazırlanan ve "Greater Middle East Project” olarak adlandırılan BOP Planı; güya “Pakistan’dan Fas’a kadar uzanan bölgedeki ülkeleri federal sisteme -ve özgürlüğe-(!) kavuşturmayı amaçlamıştır”. Projenin operasyon kısmı Afganistan ve Irak Askeri Harekatları ile başlar. Teoride Amerika tüm bu bölgeyi eyaletlere ayırdıktan sonra –demokratik-(!) bir şekilde Amerika’ya bağımlı kantonlar haline getirip, terör olaylarını kaynağında yok etmeyi(!) planlamıştır. Aralarında Türkiye’nin de olduğu bu ülkelerin “harita üzerinde ve resmen” değil, ama Irak gibi “fikren ve fiilen” bölünüp; siyasi, ekonomik ve kültürel yönden ABD’nin güdümüne sokulması amaçlanmıştır.

1998 yılında ABD Başkanı Clinton döneminde geliştirilen “21. Yüzyılı Şekillendirme Düşüncesi” adındaki bu stratejik yaklaşım, dünyayı ABD’nin ulusal çıkarları, gerçekte Amerika’yı yöneten para babalarının çıkarları doğrultusunda şekillendirmeyi amaçlamaktadır.

11 Eylül 2001 sonrası Afganistan ve 2003‘teki Irak işgali bu stratejinin ilk adımlarıdır. ABD yönetimini elinde bulunduran Küresel Güç Odakları (buna Finansal ya da Emperyal Güç Odakları da denilebilir); Kuzey Afrika, Ortadoğu, Orta Asya ve Hazar Bölgesi’nde kalıcı bir egemenlik tesisini, kendi varlığını sürdürmek ve bütün Dünyadaki tartışmasız egemenliğini gerçekleştirmekle eşdeğer görmektedir.

Tarihsel bir süreçte bu bölgeye hükmetmiş; kan ve din bağı ile bölgenin tüm ülke halklarıyla bir şekilde bağlantılı olan Türkiye, ABD’nin hedefleri karşısında “diklenebilecek” tek Devlet ve onun halkı da tek millettir.

Antiemperyalist bir savaşla kurulan bu Devlet’in ordusu, yargısı ve  diğer kurumları ABD amaçları karşısında “diklenme potansiyeli” barındırmaktaydılar ve bu durum ABD politikaları karşısında bir engel olarak görülmekteydi.

 

İşin püf noktası işte bu, pirenin saklandığı kıvrım işte burasıdır.

Tek tek inceleyelim, istiyorum.

 

DEVAM EDECEK.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 



543 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

YEREL SEÇİMLERDE TARSUS - 02/09/2023
YEREL SEÇİMLERDE TARSUS
ANCAK YARASALAR KORKAR IŞIKTAN - 14/02/2023
ANCAK YARASALAR KORKAR IŞIKTAN
DEPREMDE BİZ NEYİN BEDELİNİ ÖDÜYORUZ? - 08/02/2023
DEPREMDE BİZ NEYİN BEDELİNİ ÖDÜYORUZ?
NE KADAR ÖZLEMİŞİZ BÜTÜNLEŞMEYİ? - 13/09/2022
İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Tunç Soyer’i oldum olası sevmem… Türk vatandaşı olsa da, Türkiye’de yaşasa da kendisini, Türk kültüründen daha çok kadim Yunan kültürüne yakın saydığını, milli bir çizgide olmadığını görüyorum.
NEDİR MİLLİ SİYASET -2- - 25/07/2022
Mustafa Kemal Paşa’nın daha 1923 yılında söylediği aşağıdaki sözleri onun, yolun en başından itibaren ‘Milli Siyaset’ düşüncesine sahip olduğunu gösterir:
NEDİR MİLLİ SİYASET ?(1) - 15/07/2022
Son yarım yüzyılda ülkemizin savrulduğu mevcut durumun iç ve dış “hareket ettiricileri”, onların planları, uygulamaları ve geldiğimiz yer, iyi incelenmeli ve doğru teşhis edilmelidir.
YENİDEN MİLLİ SİYASET 2 - 05/07/2022
1821 Mora kalkışması ile başlayan ve 7 Ekim 1912 / 30 Mayıs 1913 arası sekiz aylık dönemde kaybettiğimiz Balkanlarda, Türk kırımının zirveye ulaştığını; Osmanlı’nın bu 90 (doksan) yıllık geri çekilme döneminde 2.500.000 Türk’ün kırıma uğradığını, 8.0
YENİDEN MİLLİ SİYASET 1 - 04/07/2022
(“Yeniden milli Siyaset” yayın hazırlıkları yaptığım kitabımın adıdır. Kitabın “Sonsöz” Bölümünü okuyucularımla paylaşmak istedim.)
AYDIN PARTİCİLİĞİ - 01/06/2022
[ Bilirsiniz bizim kültürümüzün bir parçası olan sözlü halk edebiyatımızda Hz. Süleyman, “Kuş dili bilen,” olarak anlatılır. Hz. Süleyman ile kanadı kırık bir kuş arasında geçtiği söylenen öykü, “İnsanlar ders alsınlar,” diye tekrarlanır, kuşaklar bo
 Devamı
AlışSatış
Dolar32.222232.3513
Euro35.110935.2516