Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi3
Bugün Toplam88
Toplam Ziyaret1796058
Yılmaz Aydoğan
yaydogan33@gmail.com
KARAİSALI’YA ATANMAM VE İLK GELİŞİM
15/06/2015

1986 yılının nisan ayının son günleri Ankara’da İçişleri Bakanlığı’nda, 71.nci Dönem Kaymakamlık Kursu tamamlanıp Bakanlık Encümeni’nince yapılan sözlü sınavın kurs sonu sonuç notları açıklandığında, 48 kişilik grup içerisinde ilk üçe girdiğimi öğrendim. Kurallara göre dereceye giren ilk üç kişi kuraya konulan boş ilçelerden birini seçecek ve kura çekmeden istediği o ilçeye ataması yapılacaktı.

Listeye baktım, “çerezlik” tabir edilecek 5-6 köyü olan Isparta Atabey gibi pek çok ilçe yanında 105 köyü 3 belediyesi (Merkez, Karsantı ve Akören) ile o tarihte yüz ölçümü olarak Adana’nın en geniş ilçesi olan Karaisalı da listedeydi.

Evliydim. Eşim ikinci çocuğumuza hamileydi.  Henüz askerliğimi yapmamıştım ve ilk fırsatta askerlik yükümlülüğümü ifa edip kurtulmak niyetindeydim. Doğup büyüdüğüm köyüme kuş uçumu 30-35 km mesafeli, kendi toprağım diyebileceğim bu ilçeyi tercih ettim.  Tercihimde, hayallerini zor hatırladığım iki büyük halamın (babamın halaları) İncirgediği köyünde medfun (gömülü) olmaları da etkili olmuştur. Elif ve Havana adındaki bu halaları çocukluğumda bir ya da iki defa görmüştüm ve mezarlarının bulunduğu yeri de merak ediyordum. (Ruhları şad olsun.)

Kurs sonrası Mersin’e döndüm. Atanacağım ilçe belli olmasına rağmen iki ay atama kararnamesinin yayınlanmasını bekledim. Bir yandan da mülki idare amiri vekili olarak Mersin Limanı mülki hizmetlerine bakıyordum.

Nihayet haziran ayında kararname yayınlandı. Ve yanılmıyorsan 10 Temmuz 1986 tarihinde Karaisalı’ya hareket ettim ve geldim.

Mersin’den Karaisalı’ya gidişim de hayli ilginçtir. Normal şartlarda kaymakamlar, özel tahsisli, dayalı döşeli konutta oturduklarından eşya götürmezler atandıkları yere. Kitaplarını, gardroptaki giysilerini yani valizlerini alır, atandıkları ilçenin il merkezinde kaymakamlık makam şoförüne kendisini almasını telefonla bildirir ve ilçeye ulaşırlar. Selefim olan Sayın Ahmet Narinoğlu’nun ilçeden ayrılacağı Cuma gününü takip eden Pazar günü için, o tarihte kaymakamlık makam şoförü olan değerli dostum Yücel Şeneldi ile telefonla görüştük. Gelip ailece bizi Mersin’den alıp Karaisalı’ya getirebileceğini söyledi.

O sırada Mersin Toroslar’da Sümer Market adlı işyerinin sahibi, rahmetli kayınpederimin aile dostları olan bir ailenin mensubu,  Halil  Karaisalı’ya kendi arabası ile götürmek istediğini, kabul etmezsem kırılacağını, kendisi için bu hususun çok önemli ve onur verici bir olay olduğunu ısrarla üsteledi. Kıramadım. Pazar günü Halil’in Skoda pikabı ile yola çıktık. Tarsus’a geldiğimizde Halil’den Hz. Daniyal Peygamber’in makamı sayılan Makam Camisi önünde durmasını istedim. Camiye girip iki rekat şükür namazı kıldım ve “bana, millete hizmet yolunda bu fırsatı verdiği için” Allaha hamd ettim.

Salbaş’a geldiğimizde öğle olmuştu. Halil Salbaş’ta bir arkadaşı bulunduğunu ve ona uğramadan geçmek istemediğini, söyledi. Ben ve eşim pek sıcak bakmadık ama direksiyondaki oydu. Halil arabayı köy içinde bir binanın önünde durdurdu.  Bir kaç kişi bizi karşıladılar. İçeri girip üst kata çıktık ve oranın bir yurt olduğunu anladık. Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Derneği’nin Yurdu. …

Halil, Süleymancılar denilen bu cemaatın mensuplarındandı. Anladığım kadarıyla, 12 Eylül döneminde pek çok kişi ve grup gibi Süleymancılar grubu da çok kötü zamanlar geçirmiş, kötü olaylar yaşamıştı. Halil beni onlarla tanıştırarak, kendisince, gelecekte arkadaşlarına yardımcı olmam için bir ortam hazırlamıştı. Kendisine hiç sormadım ama büyük ihtimalle, yurt yöneticileriyle önceden telefonla görüşmüş olmalıydı. Ayrıca, bir kaymakama bu kadar yakın olduğunu göstererek arkadaşlarına karşı “hava basmıştı” belki de. ..

Oradan öğle yemeğimizi de yedikten sonra ayrıldık ve ilçeye geldik.

………………………………………….

Gelecek hafta, Karaisalı’ya tekrar gelişimin hikayesi ile devam edeceğiz.

Saygı ve muhabbetle, hoşça kalınız.

 



961 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

YEREL SEÇİMLERDE TARSUS - 02/09/2023
YEREL SEÇİMLERDE TARSUS
ANCAK YARASALAR KORKAR IŞIKTAN - 14/02/2023
ANCAK YARASALAR KORKAR IŞIKTAN
DEPREMDE BİZ NEYİN BEDELİNİ ÖDÜYORUZ? - 08/02/2023
DEPREMDE BİZ NEYİN BEDELİNİ ÖDÜYORUZ?
NE KADAR ÖZLEMİŞİZ BÜTÜNLEŞMEYİ? - 13/09/2022
İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Tunç Soyer’i oldum olası sevmem… Türk vatandaşı olsa da, Türkiye’de yaşasa da kendisini, Türk kültüründen daha çok kadim Yunan kültürüne yakın saydığını, milli bir çizgide olmadığını görüyorum.
NEDİR MİLLİ SİYASET -2- - 25/07/2022
Mustafa Kemal Paşa’nın daha 1923 yılında söylediği aşağıdaki sözleri onun, yolun en başından itibaren ‘Milli Siyaset’ düşüncesine sahip olduğunu gösterir:
NEDİR MİLLİ SİYASET ?(1) - 15/07/2022
Son yarım yüzyılda ülkemizin savrulduğu mevcut durumun iç ve dış “hareket ettiricileri”, onların planları, uygulamaları ve geldiğimiz yer, iyi incelenmeli ve doğru teşhis edilmelidir.
YENİDEN MİLLİ SİYASET 2 - 05/07/2022
1821 Mora kalkışması ile başlayan ve 7 Ekim 1912 / 30 Mayıs 1913 arası sekiz aylık dönemde kaybettiğimiz Balkanlarda, Türk kırımının zirveye ulaştığını; Osmanlı’nın bu 90 (doksan) yıllık geri çekilme döneminde 2.500.000 Türk’ün kırıma uğradığını, 8.0
YENİDEN MİLLİ SİYASET 1 - 04/07/2022
(“Yeniden milli Siyaset” yayın hazırlıkları yaptığım kitabımın adıdır. Kitabın “Sonsöz” Bölümünü okuyucularımla paylaşmak istedim.)
AYDIN PARTİCİLİĞİ - 01/06/2022
[ Bilirsiniz bizim kültürümüzün bir parçası olan sözlü halk edebiyatımızda Hz. Süleyman, “Kuş dili bilen,” olarak anlatılır. Hz. Süleyman ile kanadı kırık bir kuş arasında geçtiği söylenen öykü, “İnsanlar ders alsınlar,” diye tekrarlanır, kuşaklar bo
 Devamı
AlışSatış
Dolar34.128334.2651
Euro37.320237.4697