Sevgili öğretmenler!

Atatürk diyor ki;

“Muallimler yeni nesil sizin eseriniz olacaktır.”

Oldu mu?

…

Eskiden “Yurttaşlık Bilgileri” kitabı diye bir kitap vardı. İçinde devletin yurttaşa karşı görevleri, yurttaşın devlete karşı görevleri yazılıydı.

…

1.Devlet, cumhuriyete, altı ilkeye bağlı kalacak, ülkesini, bağımsızlığını koruyacak, eğitimli aydın, yardımlaşmayı, dayanışmayı seven yurttaşlar yetiştirmek için çalışmalar yapacak. 

Yol, su, elektrik, hastane, oku, yer altı, yer üstü zenginlik kaynaklar gibi kamuya ait verileri kamunun hizmetine sunacak önlemleri alacak.

İç, dış güvenliği sağlayacak.

Ulusal gelirden yurttaşların payına düşen verileri, eşit olarak yurt düzeyine yansıtacak. Yurttaşları mutlu edecek, yarına güvenle bakabilir hale getirecek.

Demokratik, hukuk kuralları düzeninde yönetecek.

Yasayla belirlenen görevleri yerine getirecek. (…)

Şimdi bütün bunlar yerine getirilebiliyor mu?

…

2.Yurttaşlar vergi verecek, askerlik yapacak, kamu mallarını koruyacak.. Birbirlerine yardım edecek. Birbirlerini sevecek. Kardeş gibi yaşayacak. Haksızlığa uğradığı zaman hakkını koruyacak. Haksızlığa uğrayanları destekleyecek. Doğru sözlü olacak. Seçme, seçilme hakkını kullanacak. Kendisine layık olanı seçecek. Tasada, kıvançta bir olacak. (…)

Bütün bunlar gerçekleştiriliyor mu?

…

Hürriyet gazetesi (20.11.2014), Eğitiş araştırmalarına dayanarak öğretmenlerin geçimine değgin bir sayılama yayınlanmış. Şöyle:

öğretmenlerin;

 % 45’nin evi,  % 43’nün arabası yok.

% 41’i esnafa, % 79’u bankaya, %81’i kredi kartına borçlu.

% 40’ı anne-babasından yardım alıyor.

% 29’u ek iş yapıyor.

…

Din öğretimli okulların sayısı arttırıldı.

Giyiniş serbest bırakıldı.

Kayıtlarda güçlükler yaşanıyor.

b’nin, c’nin … çocuğu evinden uzak bir okula kayıt ediliyor.

Öğretmenler öğrencileriyle geçinemiyor.

Aralarında olumsuz olaylar yaşanıyor.

300 bin öğretmen atama bekliyor.

…

Öğretmenler gününe, öğretmenleri kimi katılıyor, kimi katılmıyor.

…

Kadınlar dövülüyor, hatta öldürülüyor.

Çocuklar kaçırılıyor, bulanamıyor.

Terör olayları dinmiyor.

Kamuya, özele ait taşınmaz mallar yakılıyor, yıkılıyor.

Kepenk kapattırılıyor.

İnsanlar dolandırılıyor.

Zenginlik kaynakları çarçur ediliyor.

Yalan dolan, talan oluyor.

Nezaket kalkıyor…

…

Daha buna eklenecek sayılamayacak kadar çok şey var.

Onları da dilerseniz siz ekleyebilirsiniz.

…

Öğretmenler günü bir sayım döküm günü olmalı mı?

Ne yaptık, neler yapılması gerekir diye düşünülmeli mi?

Yoksa oturup ağlanılmalı mı?

Ya da zil çalıp oynanılmalı mı?

…

Aşık İhsani “Sorumluyum ben çağımdan” diyor.

Siz ne diyorsunuz?