Çamlıyla’ya geldiğimiz günden (Mart 2023) beri yağmur yağıyor.  İlgililer kuraklık var diyorlardı. Derelerin, ırmakların göllerin kuruduğunu söylüyorlardı. Yağmur bu açığı kapatacak mı? Doğa kendi yasasını uyguluyor.

Olaya, doğa diliyle buna yanıt verilebilir! Ama bizlerin diliyle değil! Biz istesek de istemesek de böyle sağanak şiddetli yağmurlar yağdı, her tarafta sel felaketi yaşanıyor!

Biz çocukken böyle bir yağmur yağmıştı. İstasyon (Durak İst.) Deresi taşmış, istasyonu çevresini sular altında bırakmıştı. Dedemin gözde öküzünü sel almıştı. Bir sel daha oldu ama o kadar değildi! Yalnızca dere taştı. Komşumuzun deli-demsek oğlu İsmet’i alıp götürdü. Günlerce, aylarca arandı ama ne ölüsü ne dirisi bulun(a)madı. Annesinin gözyaşları hiç durmadı, ölünceye kadar aktı.

Ülkede deprem felaketi yaşandı, yaşanmakta. 150 bin kişinin öldüğü, on binlerce kişinin yaralandığı söylenmektedir. Binlerce mağdur çadır kentte, kontaynırlarda yaşamakta! Ülkenin başından felaketler gitmiyor! Yangın, pandemi, deprem, sel (…) felaketi yaşanıyor…

Deprem bölgesine yağan yağmur, sel, ölüm getirdi. Çadırkentleri, konteynırları, evleri, apartmanları, köprüleri, yolları, sel bastı, çamur deryasına buladı. Şanlıurfa’da Abide Kavşağı’nı yıktı geçti.  Dere yataklarına yapılmış binalar sürükledi. Otoparklarda, sokaklarda park edilmiş araçları da alıp götürdü. 20 kadar kişi yaşamını yitirdi. Sokaklar, yollar bataklık oldu. Belediye, askerler, iş makineleri bunları temizlemeye çalışıyor. Depremzedeler perişan. Musluklar çamur akıyor, içecek su yok, Belediye şişe suyu dağıtıyor. Yakın bir gelecekte rahata kavuşacakları belirtiliyor…

19.03.2023, Çamlıyayla