Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi9
Bugün Toplam567
Toplam Ziyaret1813630
M. Demirel Babacanoğlu
karaisalihaber@hotmail.com
BU DÜNYADAN HASAN TURAN GEÇTİ
26/11/2012

Vâlâ Nureddin’nin “Bu Dünyadan Nazım Geçti” adlı kitabı var. Nazım’ı anlatır enine boyuna. Hasan Turan da Nazım gibi dünyamızdan geçti. Düziçi Köy Enstitüsü bitirgeli, ozan/şair, öğretmen, abimiz. Onu ne zaman nasıl tanıdım bilmiyorum.. Onun şiirleri türkü yapılmış, düğünde dernekte, radyoda okunuyordu. “Ana beni eversene, Nem alacak felek benim, Şen ola düğün şen ola (…)”
2000 yılının 17 Nisan’ıydı, Eğit-Der’in düzenlediği Düziçi Köy Enstitüsü’ne gitmiştik. Orada Hasan Turan abimiz de vardı. Arkadaşları için 125 dörtlük yazmış, onların hepsini okumuştu.
“Lodas yeli esti, eritti karı/Çiçekten çiçeğe konuyor arı/ Gelmiş midir düziçi’nin baharı/ Anıları alıp giden yıllar oy/…/ Ahtıma da Hasan Turan ahtıma/ Devlet kuşu konmam dedi tahtıma/ Bundan sonra yıldız doğmaz bahtıma/ Anıları alıp giden yıllar oy”
1996 yılının ekim ayıydı. Yumurtalık Gölovası Köyü’nde Aşık Dertli Kazım’ın şiir şöleni vardı. Abimiz Hasan Turan da gelmişlerdi. Eşini yitirmiş (10.8.1996) Muğla’da. Yüreği yanıyor, içi göğnüyor. Eşine yazdığı 16 dörtlük şiiri, ağlıya ağlıya okudu.
“Bin yüz kilometre uzaklardasın/ Yattığın yer karakış kar mıdır/ Yalnızım bunaldım, özledim seni/ Gelsem sığınacak yerin var mıdır/…/ Ayten’im, sevgilim canımın canı/ Bu büyük kıyamet, bu Nuh Tufanı/ Gelsem sığınacak yerin var mıdır”
Çok geçmeden (Aralık 1996) Enise Hanım’la evlendi. Ne yazık ki, yaşamı uzun sürmedi. 1924’de doğan Hasan abimiz, 29.9.2002’de dünyamızdan ayrıldı.
15 Kasım 2012 günü Hasan Abimizi anmak üzere Adana-Ceyhan-Mustafabeyli Köyü’ndeyiz. Anma etkinliğini, Kültür Bakanlığı Eski Türk Halk Müziği Korosu Şefi emekli Dr. Halil Atılgan’la Mustafabeyli Belediye Başkanı Zafer Topaloğlu düzenliyor. Adana’dan, Düziçi’nden, Tarsus’tan, Ceyhan’dan birçok yakını, seveni, arkadaşı gelmiş bulunuyor. Köyün mezarlığı önünde toplandık. Başkan kısa bir konuşma yaptı, Kur’an okundu, mezara çelenk konuldu. Süreri Mustafabeyli Lisesi’nde yapıldı.
Okul-sınıf arkadaşlarından Kemal Kurt, Abdullah Tufan, Mustafa Onar anılarını anlattılar. Kızı Şükran Coşkun içli, duygulu, özgün bir konuşma yaptı. “İnsan dostu, yol arkadaşı bir insandı babam. Gariplere, düşkünlere yardım ederdi. Bilime önem verirdi. Bize ‘çalış, didin, kültürle dol’ derdi. Bi,z onun yolundayız. Sanat gücüyle sonsuzlaşıyor (…)” dedi. Babasının kendi için yazdığı şiiri (10 dörtlük) okudu. “Evimizde bir çiçektin/ Ruhuma bahar ektin/ Gelin mi oldun kızım/ Dün küçücük bebektin/…/ Bir ömür kanat gerdim/ Sen güldükçe gülerdim/ Al götür yüreğimi/ Seni ellere verdim”
Bizim şair dostumuz, sınıf arkadaşımız, Adana Koop. Genel. Başkanı İsmail Arslan, bir Düziçi Köy Enstitüsü günü (80’li y. sonu) Girne Köprüsü yakınındaki Kolcuoğlu Restoran’da (O yıllar oradaydı) toplanmıştık. İsmail, Hasan Turan abimizle içtenli bir atışma yapıyor. Okudu orada:
İA: “Düziçi’nin mor salkımı/ Burcu burcu kokuyor mu/ İrfan çeşmesinin suyu/ Gene öyle akıyor mu”... HT: “Hasret beni yakmasın mı/ Sabun Suyu akmasın mı/ Gözüm yola bakmasın mı/ Deli Çaylar akar derim”… İA: “Gürül gürül aktık bugün/ Meydanlara çıktık bugün/ Meşaleyi yaktık bugün/ Başkaları yakıyor mu”…HT: “Bora tohum ekmeyesin/ Tek ayakla sekmeyesin/ İmtihana çekmeyesin/ Sana bir kulp takar derim”…İA: “Bugün bir araya geldik/ Aradık dostları bulduk İlhamı hocamdan aldık/ Dostlarımız bakıyor mu”… HT: “Ora senin aşkın oldu/ Gönül burada taşkın oldu/ Hasan Turan şaşkın oldu Deli deli bakan derim”
Sıra, köylüm, sınıf arkadaşım, dostum, Türk Halk Müziği uzmanı Dr. Halil Atılgan’daydı. Hasan Turun abimizi (Yukarıdaki sınıflara abi derdik.) saydam gösterimiyle baştan sona, tanıttı, anlattı. 
Köyünün otunda, tarlasında çalışmış, sığırını gütmüş, başak toplamış, yaşamaya çalışmış bir insan, ama ağalarının gözüne batmaktadır. 
Kör Musto derler acımasız bir ağa; bir pundunu bekliyor; o punt geliyor bir gün. Hasan’ın güttüğü camızlardan biri su arkına yatıyor, ark bozuluyor; su basıyor Kör Musto’nun tarlasını. Adamları gelip fena halde dövüyorlar Hasan’ı.. Sürüne sürüne geliyor evine Hasan. 
Ne yapsın zavallı anası, iyileştirmeye çalışmış. Taze koyun derisine sarmışlar, iyileşmiş biraz.. Okuluna mektup yazmış. Okul Müdürü Lütfi Dağlar ‘gel’ demiş; yeniden başlamış okula. 
Yıl 1943, Cumhurbaşkanı İsmet İnönü gelmiş okula. Hasan Turan İnönü için yazdığı şiiri okumuş. 
“GELİYOR: Tükenmeyen dertlerim içimi eziyordu/ Gözlerim Ankara’nın yolunda geziyordu/ Bilinen hayalleri hakikatle örseydim/ Özlemlerim birikti yüzünü bir görseydim// İçimizde inanç var, güvenle coşuyoruz/ Gösterdiği hedefe ok gibi koşuyoruz/ Bozkırı yaprak yaprak yeşille öreceğiz/ Biz özlenen cenneti vatanda göreceğiz// Şu yağız çehrelerden her damla dökülen ter/ Bizi insan içinde insan etmeğe yeter/ Yürüyoruz ışığa bilim teknik diyerek/ Bozkırların üstünde ışıl ışıl köy gerek/ Çorak toprakları biz terle yoğuracağız/ Dağları bağ yaparak yeni köy kuracağız/ Açık alnımızda nur şafakların alıdır Yanık toprak, yıkık köy dimdik canlanmalıdır”
Okulun düzeni, yöneticilerin ilgileri, okunan şiir etkilemiş İnönü’yü; isteklerini sormuş. Okula bir kamyon verilmesi, Yarbaşı’na bir istasyon yapılması, Hasan Turan’ın muayene edilmesi dileğinde bulunulmuş. Üçü de yerine getirilmiş.
İnönü’nün özel doktoru Prof. Dr. Zeki Hakkı Pamir bakmış Hasan’a. Sayrılık burada iyileşecek gibi değil, yanlarında götürmüşler Ankara’ya, yatırmışlar Gülhane Hastanesi’ne. 
Tonguç, Hasan Ali Yücel ilgilerini esirgememiş. İyileşince artık memlekete dönme zamanı gelmiş. ‘Gitme, burada okutalım seni, öğretmenlerin öğretmeni, büyük şair olursun…’ demişler. Anasını, okulunu, arkadaşlarını özlemektedir Hasan. Memleketine dönüyor.
Çocukluk aklı mı, yoksulluk aklı mı, ne desek bilmem ki, anamı da buraya getirin demeyi akıl edemiyor!
1947’de öğretmen oluyor. Kendi köyü Mustafabeyli’de başlıyor öğretmenliğe. 1955’te Polatlı’da yedek subay asker oluyor, 56’da bitiriyor askerliği; yeniden başlıyor köyünde öğretmenliğe. Hizmet bitince emekli oluyor. Aynı köyün belediye başkanlığını yapıyor. Ceyhan’a yerleşiyor. CHP İlçe Başkanı oluyor. 2002’de noktalanıyor yaşamı.(*)
………………….
(*) Geniş bilgi için bkz. Dr. Halil Atılgan, Ana Beni Eversene, 2009, Ceyhan Bel. y.



1923 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

GEÇMİŞTEKİ BEN…/ Öykü - 24/10/2024
GEÇMİŞTEKİ BEN…/ Öykü
OKULLARDA TEMİZLİK - 19/10/2024
OKULLARDA TEMİZLİK
CEM SULTAN - 09/10/2024
CEM SULTAN
UYKUSUZLUK ÖYKÜSÜ - 06/10/2024
UYKUSUZLUK ÖYKÜSÜ
YAŞAM BU BUDEĞİL Mİ - 05/08/2024
YAŞAM BU BU DEĞİL Mİ
ÜZÜM VE YARARLARI - 29/07/2024
ÜZÜM VE YARARLARI
İNSANLIK SAVAŞLA DENENMEZ - 20/07/2024
İNSANLIK SAVAŞLA DENENMEZ
MADIMAK - 03/07/2024
MADIMAK
KARIŞIK İŞLER - 24/06/2024
v
 Devamı
AlışSatış
Dolar34.152534.2893
Euro36.731836.8790