![]()
Oğuz Adem Selçuk
karaisalihaber@hotmail.com
KARAİSALILILAR DERNEĞİ KONGRESİ
01/05/2018 Derneğin Kongresi 28 Nisan Günü Dernek Binasında yapıldı. Daha doğrusu yapılamadı, yarım kaldı. Nedenini biraz sonra anlatacağım. Derneğin bütün kongrelerini 1990 lı yıllardan beri takip ederim.
Ve izlenimlerimi, gördüğüm yanlışlıkları ve takdire şayan gelişmeleri yazdığım
yazılarda değerlendiririm. Ne ki, eleştirilerinizde ne kadar haklı olursanız olun, yanlışları
söylemek yönetim kademesindekilerin hoşuna gitmez. Her kongreden sonra biraz
daha husumet ve düşman ( bu kelimeyi kullanmak istemem ama başka bir ifade
tarzı bulamadım) kazanırım. Ama ben, doğru söylemeye yapım gereği devam ederim.
Doğru söyleyeni, dokuz köyden kovsalar da onuncu köyün beni beklediğini
bilirim. Bu kongrede de gördüğüm ve hepimizin görmesi gereken
yanlışları – gelecek kongrelerde yaşanmaması dileğiyle- paylaşmak
istiyorum. Divan Başkanlığı teşkil edilirken İlyas Karabulut, Bayram Merdan
ve Ahmet Özen’in isimleri okundu ve oylamaya sunuldu. Oysa Divan teşkili için
birkaç üyenin yazılı teklifi alınmalı, başka teklif olup olmadığı sorulmalı,
ondan sonra Genel Kurulun onayına sunulmalıydı. Divan Heyeti yerini aldıktan sonra Divan Başkanı İlyas Karabulut,
gündem maddelerini okudu ama gündemi takip etmedi. İlk olarak “Efsane Başkan”
anonsuyla Sayın Aytaç Durak’a konuşma yapmak üzere mikrofonu verdi. Aslında
konuşmacılara söz vermeden önce Divan Başkanının “ Burası bir
Yardımlaşma ve Dayanışma Derneğinin kongresi. Burada her görüşten, her siyasi
partiden hemşehrilerimiz var. Bu hassasiyeti gözeterek siyasi konulara girmeden
arkadaşlarımızın konuşma yapmasını rica ediyorum” şeklinde bir ön
uyarıda bulunması gerekirdi. Bulunmadı. Böyle bir yol takip etmedi. Sayın Durak, önce Dernek Binasının
Derneğe nasıl tahsis edildiğini anlattı, doğrusu herkes bilgi sahibi oldu.
Ardından 24 Haziran Seçimleri konusuna girdi ve önce Adalet ve Kalkınma
Partisinin Milletvekili aday adaylarını küstürdü, onlar toplantıyı terk
ettiler. Divan Başkanı, bu protestoyu görmedi veya algılayamadı,
konuşmacıyı uyarmadı. Sayın Durak da sanırım bunun farkında olmadı ve bu kez
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli hakkında kendisine
yakışmayan bir üslup ile hitapda bulundu…. Ve tabiri caizse “dananın kuyruğu koptu” o anda. MHPliler, çeşitli yerlerden sahneye doğru yürüdüler, konuşmacıyı
sözlü ve fiili olarak protesto ettiler. Hatta bazıları ağza alınmayacak küfürlü
kelimelerle hakarette bulundular. Bu kargaşada sakinliğini koruyan ve yanındaki
arkadaşlarını durdurmaya çalışan Mustafa Akkuş’u takdirle izledim. Bir hemşehri
olarak kendisini tebrik ediyorum. Daha da büyümesi olasılığı olan bir kargaşayı
ve kavgayı sağduyuyla önlemek için çaba sarfettiği için… Bu şehirde 5 dönem Belediye Başkanlığını hemşehrilerinin büyük
destekleriyle kazanan Sayın Aytaç Durak, toplantıya katılanların hassasiyetini
gözetmeden siyasi konulara girmesi ve hatta kendisine yakışmayan sözler
sarfetmesi asla ve asla yakışmadı. Üzücü bir durum. Herkesin bir büyüğü olarak
takdir ettiği Sayın Durak’ın böyle bir zor durumda kalmasını asla ve asla
istemezdik ama “dilin kemiği yok” . İşte doğaçlama konuşmalarda bazen böyle yol
kazaları oluyor ve telafisi de zor oluyor. Keşke Divan Başkanı, vaktinde
müdahale edebilseydi. Sonra MHP li arkadaşların nezaket ve saygı sınırlarını aşan tepki
ve davranışları hiç hoş değildi. Anlıyorum Parti Genel Başkanına küçük düşürücü
hitabı protesto konusunda bence haklıydılar ama karşılığını, hakaret ve ağıza
alınmayacak küfürlerle vermemeliydiler. Orada bayan hemşehrilerimiz de vardı.
Kaldı ki, toplantı yaptığımız Dernek Binasını anahtar teslimi yapıp Derneğe
veren bir Belediye Başkanımızdı Sayın Aytaç Durak. Saygı ve vefa duygusu
ayaklar altına alındı. Yaşanan bu gerginliğin ardından yine Divan, bir başka hataya daha
imza attı. Gündem maddesinin “Dilek ve Temenniler” bölümünü Genel Kurulun
onayına sunmadan kendince değiştirdi ve öne aldı. Bu bölümde de kimseye söz
vermeden faaliyet ve denetim raporlarının okunmasını istedi. Burada da Karaisalılılar Derneği adına bir ilk yaşandı. Derneğin Faaliyet Raporu okunmadı, yoktu arkadaşlar. İki yıllık
süre zarfında derneğin hiçbir faaliyeti olmamış demek ki. Doktor Uğur Ünaldı,
eline tutuşturulan Denetim raporunu okudu. Ve okunur okunmaz, Divan Başkanı,
ibrasını istedi Genel Kuruldan. “Kabul edilmiştir” dedi. Aslında ibradan önce, varsa söz almak isteyenleri, eleştiri veya
takdir konusunda konuşturması gerekirdi. İtiraz ettim ve faaliyet hakkında
konuşmak istediğimi Divan Başkanından talep ettim ama bana söz vermedi ve
toplantıyı bitirdiğini açıkladı. Oysa bana söz vermiş olsaydı, öncelikle Derneğin kurucularından ve
başkanlarından hayata veda etmiş olanları rahmetle anacak, yaşayan kurucu ve
başkanlara uzun ömürler dileyecek, bugüne kadar gerek başkan ve gerekse yönetim
kurulu üyesi olarak görev yapanlara teşekkür edecek ve de yeni seçilecek
arkadaşlarımıza başarılar dileyecektim. Dernek üyeliğinden ihraç edildiğimi öğrenmiştim. Ancak bana ne bir
tebligat gelmişti ihracıma dair, ne de benden aidat veya savunma istenmişti.
Yönetim Kurulu Kararı var mıydı, yoksa Başkan olan kişi, kendi kafasına göre mi
böyle bir karar almıştı? Malumunuz, Türkiye’de “her şeyi ben bilirimin” zirve
yaptığı bir tek adamlık anlayışı revaçta. Dernek Başkanı da bu havalara girerek
böyle bir karar almış mıydı? Dernekler Yasasına ve Tüzüğe uygun olmayan bu
işlemin hesabının burada verilmesini isteyecektim. Benim ihracıma imza atanların, daha böyle bir Derneğin olup
olmadığından belki haberleri bile yok iken, biz Dernek faaliyetlerinin
içindeydik. Devlet Memuru olduğum için Dernek Yönetiminde görev alamıyordum ama
Rahmetli Hasan Hüseyin Çulhaoğlu ve Rahmetli Selahattin Baysal Başkan ile
1992-1993 dönemlerinde aylık KARAİSALI Dergisini yayınlıyorduk. Derginin Sahibi Dernek adına Selahattin BAYSAL, Yazı İşleri Müdürü
Hasan Hüseyin ÇULHAOĞLU ve Genel Yayın Yönetmeni (Editör) Oğuz Adem SELÇUK
olarak kültürümüze hizmet ediyor, Karaisalı’yı basın ile tanıştırıp, tanıtımını
yapıyorduk. Hemen ardından da “Bugüne kadar sebebi ne olursa olsun (yüz
kızartıcı suçlar hariç) ihraç edilen üyelerin yeniden Derneğe üyeliklerinin
iadesi kararının Genel Kurulda görüşülüp kabul edilmesi doğrultusunda oylama
yapılmasını” Divan Heyetinden talep edecektim. Anlayacağınız, Karaisalılılar Derneğinde Karaisalılar
konuşturulmadı. Aytaç Durak’ın kargaşaya sebep olan konuşmasından sonra sadece
Seyhan Belediye Başkanı Zeydan Karalar konuşturuldu. Oysa orada AKP den, MHP den ve İYİ Partiden Milletvekili aday
adayları hemşehrilerimiz vardı. Günlük politikaya girmeden onların da
kendilerini hemşehrilerine tanıtma, anlatma imkanı sunulmalıydı. Onlar, hem
kendilerini ifade ederler ve hem de bizler, daha yakından tanıma fırsat elde
etmiş olurduk. Bu yazıya başlarken “Derneğin Kongresi 28 Nisan Günü
Dernek Binasında yapıldı. Daha doğrusu yapılamadı, yarım kaldı. Nedenini biraz
sonra anlatacağım” demiştim. Şimdi o noktaya geldim. Evet, aslında Kongre gerçekten yarım
kaldı. Çünkü gündemin bir maddesi daha vardı ve Genel Kurulun onayına sunulması
isteniyordu. Bu maddeyi Genel Kurulun onayına sunmadan kapattı toplantıyı Divan
Başkanı. Ben yine o noktada itirazda bulundum. “Yanlış yapıyorsunuz, gündem
maddelerinin tamamını görüşmeden kongreyi kapatamazsınız” dedim ama dinleyen
olmadı. Ve böylece bir kongre
daha, eksikleriyle- tartışmalarıyla sona erdi. Ben de, yanlışları söyleyerek,
doğrusunu söylemeye çalışarak bir kez daha beni sevmeyenlerin sayısını artırmış
oldum. Gam değil. “Haksızlık karşısında susan, dilsiz şeytandır” diyor Sevgili
Yalvacım… Dernek, hepimizin, her
şeye rağmen yeni seçilen arkadaşlarımıza başarılar diliyorum. Umuyor ve
inanıyorum ki, Karaisalı coğrafyasına, Kültürüne ve İnsanlarımıza hayırlı
hizmetler etme noktasında özveride bulunurlar. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
SIVACI HALİL ŞİİRİNİN HİKAYESİ - 04/01/2023 |
SIVACI HALİL ŞİİRİNİN HİKAYESİ |
SAYIN ZEYDAN KARALAR - 24/05/2022 |
Yanlışta ısrar etme lütfen! Şehrimizin logosuna dokunmaya devam ediyorsun. Bu koca ve kadim kent Adana Merkezde, 1964 yılından bu yana yaşayan ve son yerel seçimde size oy veren bir hemşehriniz olarak rica ediyorum. Mevcut logo, görsel olarak şehrimi |
“İTİRAZIM VAR” HER TÜRLÜ YANLIŞA… - 10/05/2022 |
Çok değerli hemşehrilerim |
“ ŞEHRİMİZİN LOGOSUNA DOKUNMA!” - 09/04/2022 |
Bayraklar, devletlerin varlığını ve bağımsızlığını söz ile değil resim ile gösteren simgelerdir. |
YİNE TARİH, TEKERRÜR EDECEK Mİ? - 23/03/2022 |
ım 2002 tarihinde Genel Seçimlere giderken Fazilet Partisinden ayrılan bir grup Milletvekili AKP Grubu oluşturup seçimlere katılmıştı. |
AYTAÇ DURAK’IN YENİ KİTABI - 11/03/2022 |
Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığına beş dönem seçilen ancak seçildiği beşinci dönemde tam dört yıl, iki aylık sürelerle “inceleme” gerekçesiyle görevden alınarak başkanlık yapması engellenen Aytaç Durak, siyasetten ve hizmetten uzak kalıyor ama bo |
MİLLET İTTİFAKININ ADAYI KİM OLMALI? - 25/02/2022 |
İlkbaharın gelişini müjdeleyen cemrenin havaya, suya ve toprağa düşmesi gibi Türkiye’nin gündemine de seçim (erken veya zamanında) düştü. Bu gündem, artık değişmez ve tartışma ancak seçimle son bulur. |
YETMİŞSEKİZ KUŞAĞININ HİKAYESİ - 11/09/2021 |
Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşundan bugüne kadar toplumu etkileyen ve toplumda derin izler bırakan birçok olay veya olgu yaşanmıştır: Devrimler, darbeler, depremler, isyanlar, suikastlar ve gençlik hareketleri gibi. |
BU DAĞLAR SİZDE KALSIN ŞİİRİME DAİR DÜŞÜNCELERİM - 19/05/2021 |
1970 yıllarında ve 80 li yıllarda Karaisalı köylerinden Adana şehrine doğru bir içgöç başlamıştı. Bu göçün başlıca Sebepleri olarak şunları kayda geçebilirim: |
![]() |