Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi12
Bugün Toplam503
Toplam Ziyaret1688242
Ali Maralcan-E.Kurmay Albay
alimaralcan@hotmail.com
BİRİNCİ POZANTI KONGRESİ
06/08/2017

Mustafa Kemal Paşa´nın Pozantı´ya Gelişi 

Mustafa Kemal Paşa, Konya´daki teftişini tamamladıktan sonra güneye hareket etmişti Bu sırada kongreye; Kayseri, Niğde ve Bor´dan delegeler çağrılmış ve bütün Güney Cephesi´ndeki temsilciler davet edilmişti Diğer taraftan, Kaç-Kaç sırasında Adana´dan kaçabilmiş, onbinlerce Çukurovalı Pozantı´da toplanmıştı. Mustafa Kemal Paşa´nın ise 5 Ağustos 1920´de Pozantı´ya geleceği haberi alınmış olup, bu haber cephelerdeki müfreze komutanlarına iletilmiş, onlar da kongreye davet edilmişti. Mersin ve Tarsus´ta ise haber alanlar canlarını kaybetme pahasına, bütün Çukurova halkı gibi Pozantı´ya gelmeye çalışmışlardı. 5 Ağustos 1920 günü Çukurovalı, Pozantı istasyonunda Mustafa Kemal Paşa´yı beklemeye başlamıştı

Toros dağları arasında Çakıt Çayı kenarında demiryolu ve şose üzerinde bulunan Pozantı, gerek Birinci Dünya Savaşının, gerekse Kuva-yı Milliye devrinin anılarına sıkı sıkıya bağlıdır. Birinci Dünya Savaşında burası bir sevkiyat merkeziydi. Anadolu demiryolu burada biterdi. Ondan ileriki güney cephelerine, Irak´a, Suriye´ye ve daha ilerilere her şey, o yolsuz, izsiz devirde buradan yollanırdı. Açlık, hastalık, sefalet ve ihmallerin sonu gelmez hikayeleri içinde, Pozantı, önde yer alan yerlerden biriydi. 5 Ağustos 1920´de Mustafa Kemal, yanında Milli Müdafaa Vekili Fevzi Paşa (Çakmak) ve diğer arkadaşları olduğu halde Pozantı´ya gelir. Pozantı, etrafı haşmetli dağlar, ormanlarla çevrilmiş bir çukurdu, o zaman küçük bir bucak merkeziydi. Bucak Müdürü, gene bir Kuva-yı Milliyeci olan Hulûsi (Akdağ) Beydi. Bir elinde silah, diğer elinde Nahiye´nin mührüyle tam bir Kuva-yı Milliye devri idarecisi. Çizmeli, kalpaklı, kamalı, bıçaklı bir çeteci idareci...

Nihayet beklenen an gelmişti. Mustafa Kemal Paşa beraberinde Fevzi (Çakmak) Paşa da olduğu halde Pozantı´ya gelmişti. Fevzi Paşa´dan başka Ankara, Sivas, Kayseri heyetlerinin de kendisine refakat etmesi, Pozantı´daki milli heyecanı bir misli arttırmıştır. M.Kemal Paşa ise bu olayı şöyle anlatmaktadır.

"Cenuptaki Adana Cephesi´nde bulunan arkadaşların karargâhı Pozantı´dır. Biz de oraya gittik. Yalnız orada bulunan muhtelif Müdafaa-i Hukuk Heyetleri ki onları Pozantı ya davet eyledik ve orada vezâif-i milliyesi ile iştigal eden zevatı davet ettik. Heyet-i Umumiyesiyle vaziyet-i askeriye ve vaziyet-i mülkiye hakkında müdavele-i efkar ettiler....".

Mustafa Kemal Paşa´ya bazı komutanlar, Bekir Sami Bey, Şifre Sekreteri ve Özel Kalem Müdürü Yahya Hayati Bey´de refakat etmişlerdi.

KONGRENİN BAŞLAMASI

Pozantı´ya gelen Mustafa Kemal ve Fevzi Paşalar ile delegelerin ve halkın tanışmasından sonra oturumlara geçilmiş ve iki oturum yapılmıştır: a) Birinci Oturum Bu oturumda, genel olarak müzakere edilmiş ve hususi bir şekilde Çukurova bölgesinin düşmandan kurtarılması üzerinde önemle durulmuştu. Çeşitli fikirler ortaya sürülmüş ve Çukurova cephesi için lüzumlu malzeme M.Kemal Paşa´dan istenmiştir.

Atatürk oturumun açılışında toplantıda bulunanlara şöyle hitap etmiştir. (özet olarak)

"Bütün Millet Meclisi namına cepheleri ziyaret ederek, Meclis´in muhabbetli teşekkürlerini muhterem mücahitlerimize tebliğe memur olan heyetimiz; mücahit orduların öncüsü, bütün İslam aleminin iftihar vesilesi ve gözünün nuru olan Adana vilayeti halkı ile temasa gelmiş olmaktan pek büyük haz duymaktadır. "Adana´nın muhterem Müslümanları! Peygamber´in esaret tanımayan bir dindar ümmetinin cihad ordularına öncü olmak şerefiyle bahtiyar olan siz aziz Adanalı dindaşlarımız! Adana İslâmları, bütün Anadolu için vatanseverlik timsali oldu. "Şeref ve istiklal davasında faydalanacağımız muvaffakıyet vasıtalarının kaynağı yalnız Anadolu değildir. Avrupa´nın bin türlü zulüm ve gadrine uğramak suretiyle her türlü esaret duygularının ıstıraplarını çekmiş olan Mısır´da, Hindistan´da, Rusya´da, Afrika´da Müslüman kardeşlerimiz gözlerini, Allah´ın merhametine ve tecavüzlerini Peygamber´in kabrine kadar uzatmış olan düşmanlarımızın kahrına çevirmiş olarak bize maddi, manevi yardımlara karar vermiş bulunuyorlar. Fazla olarak Rusya´da insani ve ulvi gayeler etrafında toplanmış olan ve her millet hukukuna riayet etmeyi esas olarak kabul eden ve günden güne genişleyerek, zulüm ve tegallüp âlemini yıkmakta olan muazzam kuvvet, bize azami muavenette bulunulmasını vaat etmişlerdir."

BİRİNCİ OTURUM

Bu oturumda genel olarak müzakere edilmiş ve hususi bir şekilde Çukurova bölgesinin düşmandan kurtarılması üzerinde önemle durulmuştu. Çeşitli fikirler ortaya sürülmüş ve Çukurova cephesi için zulümlü malzeme M.Kemal Paşa´dan istenmiştir.

Bu oturumda birçok hatip söz almış ve bunların üzerinde durdukları ana tema ise; Adana cephesi için gerekli olan savaş malzemesi istenilmesi olmuştur. Bu isteklerden sonra M.Kemal Paşa, Fevzi Paşa´ya bakar ve Fevzi Paşa ise gülümseyerek şunları söyler: "Evet Paşam! Arkadaşların arzu ettikleri.... top ve diğer harp malzemesinin lüzumuna ben de kaniyim. Kendilerine vaad edebilirsiniz" dedi. Böylece M.Kemal Paşa; imkan nisbetinde silah ve cephane yardımının esirgenmeyeceğini bildirdi. Bundan dolayı kongreden sonra da silah meselesini halletmek için, Hulusi (Akdağ) Bey Malatya´dan 500 adet silah getirmek üzere görevlendirilmiş, bu olay da Adanalıları çok sevindirmişti.

 Birinci oturumun sonunda ise, Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Reisi, Bölge İstihbarat Müdürü ve Yeni Adana Gazetesi sahibi Ahmet Remzi (Yüreğir) Bey konuşmaya başlamış ve bu konuşmasında da şunlar üzerinde durmuştur; Ermeniler tarafından Kahyaoğlu (Şehitlik)´unda 90, Carnili ve Dedepınarı köylerinde de 200-225´e yakın Türk´ün vahşiyane bir şekilde şehit edildiklerini ve Fransızların da bu katliamlara müsamaha ettiklerini anlatmıştır. Ahmet Remzi Bey´in bu konuşması üzerine M.Kemal Paşa da şunları söylemiştir: "Bu şehitlerimiz vatan kurbanıdır ve bize hız vermişlerdir. Tanrının inayetiyle düşmanı topraklarımızdan koyduktan sonra bu ve buna benzer bütün acılarımızı unutacağız."  Bundan sonra M.Kemal Paşa, cephe ve müfreze kumandanlarından birçok malumat alarak, onlara ihtiyaçlarını sormuş ve ilgililere gereken talimatı vermiştir.

 İKİNCİ OTURUM:

Kongrenin birinci oturumunda, yörenin düşmandan temizlenmesi için silah ve cephane istenmiş ve cephanelerin umumi durumu hakkında fikir teatisinde bulunulmuştur.

 POZANTI´NIN VİLAYET MERKEZİ OLMASI:

 İkinci oturum başladıktan sonra delegeler, Mustafa Kemal Paşa´ya bir teklifte bulundular. Bu teklif, Pozantı´nın müstakil bir liva haline getirilmesi hakkında idi. Bu teklifi, Mustafa Kemal Paşa müsbet karşılayarak kendisi de başka bir teklif sunmuştu:

"Güzel Adana şimdi işgal altındadır. Biz burada yeniden bir vilayet teşkilatı kuralım. Bu surede Adana´yı burada milli bir hareket merkezi ve vilayet teşkilatı olarak vücuda getirmiş oluruz. Böylece bütün kaza ve nahiyeleri de buradan, bir elden idare etmek imkan dahiline girer. Bu düşman için daha büyük endişeler hasıl eder."

 Mustafa Kemal Paşa´nın bu sözleri alkışlarla karşılanmış, bu fikir de ittifakla kabul edilmişti.

Bu teklifi Mustafa Kemal´in ikinci bir teklifi takip etti: "Aranızdan bir heyet seçilsin. Bu heyet vilayetin mülki amirlerini bir liste halinde tespit etsin. Bu listeyi umumi heyetin reylerine arz edelim. Liste umumi heyetinizce tasvip edilirse, vilayetin mülki amirleri de seçilmiş ve derhal vazifeye başlamış olacaklardır."  Böylece Mustafa Kemal Paşa valinin tayin edilmesine karşı çıkarak, bölge insanlarından kendi aralarında valiyi seçmelerini istemiştir. Mustafa Kemal´in buradaki amacı bölgeye yabancı birinin vali olması mıntıkayı bilemeyeceği için mevcut düzenlerini bozabilir ve yöredeki milli harekete de sekte vurabilir düşüncesidir.

M.Kemal Paşa´nın isteği üzerine Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti, Karaisalı Kaymakamı ve diğer bazı arkadaşlardan müteşekkil oniki kişilik bir heyet oluşturulmuştu. Bu heyet oradan ayrılarak on dakika sonra ise M.Kemal Paşa´ya istediği listeyi vermişti. Bundan sonra Ahmet Remzi Bey ilk sözü alarak şunları söylemiştir: "Paşam biz İsmail Safa (Özler) Bey´i münasip görüyoruz" dedi. Bunun üzerine, İsmail Safa Bey: "Paşam beni affediniz, benim cephelere gidip teşkilatı düzeltmem gerek böylece daha faydalı olurum" cevabını verdi. Bunun üzerine Gazi, Kongre´ye katılanlara: "Safa Bey özür diliyor" dedi. Bu defa Kırıklı´dan Süleyman Bey ile Karaisalı´dan Menemencioğlu Adil Bey de Ahmet Remzi Bey´i destekleyince orada bulunan herkes, Safa Bey diye bağırdı. Böylece, Safa Bey: "Paşam bir şartla kabul ederim. Yerime asıl vali gönderilinceye kadar vekil olarak görevde kalırım" dedi. Safa Bey´in bu konuşmasından sonra herkes onu alkışlayarak, tebrik etti. Bunun üzerine, Safa Bey de mektupçusundan odacısına kadar vilayet teşkilatını kurdu.

Bundan sonra da Ismail Safa Bey, hemen vazifeye başlamış, Pozantı, mülki erkanı üyelerini tespit etmiş ve Kongre Başkanı Mustafa Kemal Paşa´ya sunmuştur. Tespit edilen liste şöyledir:

Mektupçu                                             :Süleyman Faik (Çelik)

Kadı                                                     :Kadı-zade Feyzi (Oldaç)

Defterdar vekili                                     :Hasan (Aktaş)

Sıhhiye Müdürü                                   :Dr.Osman Hayri (Kasal)

Maârif Müdürü                                     :Muallim Agâh (Doğrul)

Ziraat ve Orman Müdürü                     :Halil

Tapu Müdürü                                       :Mustafa Nuri

Jandarma Kumandanı                         :Binbaşı Cemil 

Polis Müdür Vekili                                :Komiser Mahmud

Belediye Başkanı                                :Dıblan-zade Mehmet Fuad.

Halk İradesinin Tecellisi:

Pozantı Kongresi´nde ilgi çekici bir uygulama olmuştu. Pozantı valisinin seçimle işbaşına gelmesi gerçekten demokratik bir uygulamaydı. Burada Çukurova halkı iradesini izhar etmişti. Mustafa Kemal, 23 Nisan 1920 tarihinde TBMM´ni teşekkül ettirmesi ve Milli İrade´ye vermiş olduğu önemi göstermişti. İşte Hâkimiyetin Kayıtsız Şartsız millette olması bu idi. 5 Ağustos 1920 tarihinde de Halk İradesi´ne verdiği önem bir defa daha anlaşılmıştı. Demokrasiye atılan ilk adımlardan birisi de bu olmuştur. Gerçekten, harp sırasında dahi M.Kemal seçime önem vermiştir.

Mustafa Kemal Paşa, Pozantı dönüşü TBMM´nde yapmış olduğu gizli oturumda şunları anlatmıştır: "....Orada hazır bulunan Büyük Millet Meclisi azasından İsmail Safa Bey´e Büyük Millet Meclisi tarafından kat´i karar alındıktan sonra, vekaleten işe başlamasını emrettim." Anlaşılacağı gibi, İsmail Safa Bey, çoğunluğun reyini aldıktan sonra, Mustafa Kemal Paşa´nın emriyle vazifesine başlamıştı.

Kongre´nin ikinci oturumunda, meydana gelen en önemli olay "İrade-i Milliye" deyiminin anlamının ileri görüşlü bir devlet adamı olan M.Kemal tarafından mükemmel misalinin verilmesidir. Ne yazık ki, bu olay beklenilen derecede dikkat çekmemiştir. Burada üzerinde durulması gereken esas ana tema Halk İradesinin tecellisi olmuştur.

POZANTI BEYANNAMESİ

Kongre sonunda Mustafa Kemal Paşa, Adana İslam Ahalisine yazmış olduğu tarihi beyannameyi bizzat kendisi okumuştur. (Özetle)

“Peygamberin esaret tanımayan dindar ümmetinin cihat ordularına öncü olmak şerefiyle mübahi bulunan siz aziz Adanalı dindaşlarımız , kalplerinizde sönmez bir azim ve iman bulunduğu halde nazarlarınızı eski hedeflerden çevirerek bir taraftan da na-mütenahi mefahir ve cengaverlikle mali olan tarih-i millimizin işaret ve irşadına tabi oldunuz. O andan itibaren Adana İslamları bütün Anadolu için vatanperverlik timsali oldu. Düşmanların tecavüzlerine karşı maddi ve manevi yıkılmaz bir sedd-i âhenin olmak şerefini hakkiyle ihraz eyledi.”

SONUÇ OLARAK

Adana 21 Aralık 1918 Tarihinde Albay Remieux komutasında Mersin´den gelen 1500 kişilik bir Fransız birliği tarafından işgal edilmiştir. İşgali müteakip Adana´nın Yönetimi Askeri Vali Bremond tarafından idare edilmekte idi. Kuva-i Milliye mücadelesi sonunda Toroslarda bulunan en son 1000 kişilik Fransız Taburu Karboğazında Gülekli 44 Kuva-i Milliyeci tarafından esir edilmiştir. Adana bölgesinde Kuva-i Milliye mücadelesini yürütmek için en emin bölge Pozantı olduğu için Atatürk burayı geçici Adana vilayeti olarak tespit etmiştir. 5 Ocak 1922 Adana´nın kurtuluşuna bu kongrede görev alan vatansever yöneticiler tarafından Kuva-i Milliye başarılı bir şekilde yönetilmiştir.

5 Ağustos 1920 tarihinde Pozantı da yapılan Kongre günü aynı zamanda Osmaniye´nin kurtuluşu için önemli bir tarihtir. Fransız Karargahına Taaruz eden Kuva-i Milliyecilerin başında göğsünde Ayyıldızlı bayrağı taşıyan Rahime Tayyar bulunuyordu. Ne yazık ki taarruz sonucunda burada şehit olmuştur.

5 Ağustos 1921 tarihi ulusal kurtuluş için çok önem arz etmektedir. Bu tarihte Atatürk Başkomutan olarak TBMM tarafından tayin edilmiştir. Başkomutan olarak Atatürk 22-13 Eylül 1921´de Sakarya Meydan Muharebesini, 26-30 Ağustos 1922´de Başkomutanlık Meydan Muharebesini Sevk ve idare ederek 9 Eylül 1922´de Türk ordusu İzmir´e girmiş ve düşmanı denize dökmüştür.

KAYNAKÇA:

TÜRK – FRANSIZ MÜCADELESİ YRD. DOÇ. SÜLEYMAN HATİPOĞLU

TEK ADAM C 2 ŞEVKET SÜREYYA AYDEMİR



771 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

ATATÜRK ULUSAL KURTULUŞA NEDEN ADANA'DA KARAR VERDİ - 03/01/2020
"Toros dağlarının tepelerinde tek bir Türkmen evinin bacası tüter halde kalmış ise ben bu milletten umudumu kesmem; bayrağımı göğsüme sarar, milletimin istikbali uğruna ölürüm."
24 KASIM GÜNÜNÜN TÜRK TARİHİNDEKİ YERİ VE ÖNEMİ - 25/11/2019
Yeni Türkiye´nin birkaç yıla sığdırdığı askeri, siyasi, idari devrimler çok büyük, çok önemlidir. Bu devrimler, sayın öğretmenler, sizin toplumsal ve fikri devrimdeki başarınızla desteklenecektir. Hiçbir zaman hatırınızdan çıkmasın ki, Cumhuriyet siz
ÖLÜMSÜZ ATATÜRK İLE SONSUZA DEK - 10/11/2019
"Büyük adamlar yetiştiren bir ırk, herhalde büyük ırktır. Bir kavmi anlamak için, onun ırkını, liderini tetkik etmekten daha iyi vasıta yoktur
HARF İNKILABININ 91. YILDÖNÜMÜ - 06/11/2019
“Yeni Türk harflerini çabuk öğrenmelidir. Yeni Türk harflerini her vatandaşa, kadına, erkeğe, çobana, hamala, sandalcıya öğretiniz. B
CUMHURİYET IŞIĞI 96 YAŞINDA - 28/10/2019
Bundan tam 96 yıl öncesi bugün, Osmanlı İmparatorluğunun 624 yıllık tarihinde insan haklarından yoksun, çağdışı mutlakıyet yönetiminin sona erdiği
BÜYÜK ZAFERİN 97. YILDÖNÜMÜ - 30/08/2019
YÜCE TÜRK ULUSUNUN ÜZERİNE HÜRRİYET VE İSTİKLAL GÜNEŞİNİN DOĞDUĞU 30 AĞUSTOS BAŞKOMUTANLIK MEYDAN MUHAREBESİ ZAFERİNİN 97. YILDÖNÜMÜ KUTLU OLSUN.
ATATÜRK ÜZERİNE - 01/01/2019
‘ ALLAH´IN BANA BU EVLADI VATANI KURTARMAK İÇİN GÖNDERDİĞİNE İNANIYORUM.‘
TEOKRATİK VE MONARŞİK SALTANAT DÜZENİNİN YIKILIŞI ÇAĞDAŞ BİR DEVLETE DOĞRU - 09/11/2018
"Bir gün gelecek, ben hayal zannettiğiniz bütün, inkılâpları başaracağım. Mensup olduğum millet bana, inanacaktır. Saltanat yıkılmalıdır. .Din ve devlet birbirinden ayrılmalı, şarktan benli
TÜRK ULUSUNUN ÇAĞDAŞ CUMHURİYET YÖNETİMİNE KAVUŞMASININ 95. YIL DÖNÜMÜ KUTLAMASI - 29/10/2018
ATATÜRK UYARMIŞTI
 Devamı
AlışSatış
Dolar32.429932.5599
Euro34.801134.9406