Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi4
Bugün Toplam57
Toplam Ziyaret1834682
Halil Atılgan
incirgedigi@gmail.com
TÜRKLERDE YILBAŞI
06/01/2013


                                                                                                         

İnanışlarımıza göre Nevruz Türklerin özgürlüğünü ilan ettiği gün olarak bilinir. Ebul Gazi Bahadır Han Türk Şeceresi adlı eserinde Nevruzun başlangıcını Ergenekon Destanına kadar indirmektedir. Türkler Ergenekon’a çekilip 400 sene burada kaldıktan sonra 21 Mart günü kendilerine yol gösteren bir bozkurttun öncülüğünde demir dağları eriterek tekrar ata yurtlarına kavuşurlar. İşte o günden beri 21 Mart’tı kurtuluş günü kabul eden Türkler bir parça demiri ateşte kızdırırlar. Önce Türk kağanı bu demir parçasını bir kıskaçla tutarak örse koyar ve onu çekiçle döver. Sonra sırayla beyler ve halk aynı uygulamayı yapar.

         

            Nevruz: Türklerde yeni-yıl, yılbaşı, yeni - gün olarak bilinir.  Nevruz sözcüğü Farsça’dır: Nov yeni raz da gündür. Sözcük: Nov ile raz bileşiminden Novraza-Novroza sonra da Nevruza dönüşmüştür. Kaşkarlı Mahmut Divan-ü Lüga- it Türk’te Türklerin yıl başlangıcının nevruz olduğunu, bunun da 21 Marta rastladığını ifade etmektedir. 12 hayvanlı ilk Türk Takviminin başlangıcı da 21Marttır. (Amerika’daki Kızıl Derililer de şu an 12 hayvanlı Türk Takvimi kullanmaktadır.)

       

Nevruz kavramı bir anlayışa göre güneş ve ateştir. İnanışa göre ateş, karanlığı uzaklaştırmak için sürekli yanık bırakılır. Bu durum Türk Dünyasında ateş üstünden atlama geleneğini ortaya çıkarmıştır. Onun için bu bayramda nevruz ateşi yakılır. Ateşin üstünden atlanır. Ateşin üstünden atlamak yunmak, arınmak anlamındadır. Nevruz: Baharın gelişi, suların çoğalması, karların eriyip dağ başlarının görünmeye başlaması, havanın ısınması, türlü çiçeklerin açması, yeryüzüne yemyeşil bir halı serilmesi, hayvanların çoğalmaları olarak değerlendirilir. Nevruz, bolluk, bereket, hoş görü,  sevgi ve saygının sembolüdür. Onun için Türkler işte bu bayramı âşıkların deyişleriyle, oyunlarla, halaylarla türkü söyleyerek görkemli bir şekilde kutlarlar.

         

Zamanla nevruza İslam-i renkler de katılmış, dini inanışlara dayalı rivayetler de türetilmiştir. İşte bunlardan birkaçı:

1- Tanrı dünyayı nevruz günü halk etmiştir.

2- Hazreti Ali nevruz günü dünyaya gelmiş, Hz. Fatma ile nevruz günü evlenmiştir.

3- Hz. Nuh tufandan sonra nevruz günü toprağa ayak basmış.

4-  Hazreti Yusuf kuyudan nevruz günü kurtulmuş.

5- Hazreti Âdem nevruz günü yaratılmış, Âdemle Havva cennetten kovulduktan sonra Arafat’ta nevruz günü birbirine kavuşmuştur.

6- Hazreti Yunus balığın karnından nevruz günü kurtulmuştur.

         

Bu takvimi kullanan Türk Cumhuriyetleri hâlâ yılbaşını 21 Mart olarak kabul ederler. Kayı Boyuna mensup Karakeçili Aşireti Söğüt’teki Ertuğrul Gazi Türbesinde Yörük Bayramı adında çeşitli şenlikler yaparlar. İşte bu şenliklerin yapıldığı tarih de 21 Mart’tır.

        

Anadolu da ise bu gelenek hâlâ devam eder. Halk bu günde bütün varlıkların Allah’a secde ettiğine inanır, bir yıllık yiyeceğin verileceği düşüncesiyle evler boyanır, sofralar türlü yiyeceklerle donatılır. Küsler barışır, suçlar affedilir. Kızlar ve erkekler nevruz günü dilek tutarlar.

       

Osmanlıdan önce Türklerde pişkeş geleneğinin olduğu bilinmektedir. Osmanlılarda Yeniçeri Ağası Nevruz Bayramında vezirlere ziyafet verir, çeşitli baharatlardan yapılmış macun ikram ederdi. Günümüzde Manisa’da uygulanan mesir macunu da bu geleneğin bir uzantısıdır. Nevruz cumhuriyetin ilk yıllarında da coşkulu bir şekilde kutlanmış, 1926 yılında miladi takvimin kabulüyle uygulamadan kaldırılmıştır.

       

Nevruz M.Ö. ye kadar uzanan bir geçmişe sahiptir. Onun için bir dinin veya mezhebin bayramı değildir. Nevruz’un bir dine, bir etnik kökene bağlı gösterilmesi, istismar edilmesi, bir ayrılık gayrilik unsuru olarak takdim edilmeye çalışılması fevkalade yanlıştır. Tarihin ve kültürün bütün gerçeklerine aykırıdır.

 

Yeni yıl bizim, bayramlar bizim, nevruz bizim, cumhuriyet bizim, Atatürk bizim,  bu ülke bizim. Ayrılık hiç kimseye yarar getirmez. Unutmayalım ki birlikten kuvvet doğar.

 

Hep beraber el ele, yürek yüreğe diyor Türk Milletinin yeni yılını kutluyor,   2012 yılının ülkemize huzur getirmesini temenni ediyorum.



1190 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

BİR EKMEĞİN HİKÂYESİ[1] - 17/01/2024
BİR EKMEĞİN HİKÂYESİ[1]
POSTACI… POSTACI… CANIM GÜLÜM POSTACI! - 02/10/2022
POSTACI… POSTACI… CANIM GÜLÜM POSTACI!
ÇÖL YEMEN’DE CAN VERENLER - BİRİ MEMET BİRİ MEMİŞ - 28/06/2020
emen: Arap Yarımadasının Güneybatı köşesinde olup, mutluluk anlamına gelen bir sıfatla nitelendirilir. Fakat bu sözcük Türkler için geçerli değildir.
Bunca âşıkların bir hoşu Mahzuni…"İŞTE GİDİYORUM ÇEŞMİ SİYAHIM " - 19/05/2020
1940 yılında Kahraman Maraş'ın Elbistan ilçesinin Berçenek köyünde doğdu. (Dostları onun 1938 yılında doğduğunu ifade etmektedirler.)
ONU AZRAİL APARDI… - 24/04/2020
Yallah şoför yallah apar beni / Kerkük’e tez yetir beni.
BU TOPRAĞIN TÜRKÜLERİ - 12/04/2020
Bu toprağın türküleri gönlümüze ferman, yüreğimize derman olmuş.
ÇUKUROVA'DA KARACAOĞLAN ÇIĞIRMAK - 31/03/2020
Çukurova'yı; Mersin-İskenderun sahil şeridinden, Güneydoğu Toroslar'ın eteklerine
BİR OLALIM, İRİ OLALIM, DİRİ OLALIM… - 15/03/2020
Ben türkülere, Çukurova’ya, Toros dağlarına sevdalıyım. Sevdam: Anamın beni tarlada doğurmasından, sekiz yaşına kadar ayakkabıyı tanımayışımdan, yufka ekmeği fırın
“Sokrat Okuyan Köylüler” - 16/02/2018
BEN ÇOK DUYGULANDIM. SİZİ BİLMEM. SELAMLARIMLA.
 Devamı
AlışSatış
Dolar34.725534.8647
Euro36.689336.8363