Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam59
Toplam Ziyaret1835111
M. Demirel Babacanoğlu
karaisalihaber@hotmail.com
ÖĞRETMENLERİM
26/11/2024

Enver Çakmak, Gaziantepli genç bir kimya öğretmeniydi. Denebilir ki, öğretmenliğin kaçarını göçerini geldisini gittisini Düziçi’nde öğrendi. Biz de kimyanın ne olduğunu ondan öğrendik. Bizim için zor bir dersti. Ezberliyorduk. En kolay öğrendiğimiz su idi. H2O. Diğerlerini bilmiyorduk. Okusak da dilimiz dönmüyordu! Ama şunu söyleyeyim; çoğumuz kopya çekerek sınıfı geçti.  Dördüncü bina arkasında bir odada kalırdı Enver Bey; bekardı.  Biz yazılı sınava girince uyduruk şeyler yazar kağıtları verirdik. Enver Bey, Yeniköy Ortaokulu’nda da derslere giriyordu. Onun olmadığı saatte, kağıt kalem çıkarır yeniden sınav olurduk. Bir arkadaş kağıtlar toplar, onun odasına pencereden girerek kağıtların özgününü alır yerine  sahtesini bırakırdı.

Bir gün Enver Bey sınıfta “Aferin çocuklar, iyi çalışmışsınız, hiç başarısız alanız yok” der. İbrahim Bastoncu söz alır; “Evet öğretmenim, kimyanın anahtarını bulduk” der, sınıfça gülüşürler. Enver Bey işkillenmez bile.  Sonradan bu işin gizi çözülür; kağıtların değiştirildiğini öğrenir. Bazıları suçüstü yakalanmış,  sürgüne gönderildi. 

Şunu belirteyim, ben hiç kopya çekmedim, kendi alnımın teriyle geçtim.

Şimdi bizimle, dost arkadaş, vatsap yoluyla 65’liler grubu olarak haberleşiyoruz.

İbrahim Bayram resim öğretmenimizdi. Bizim derslere az gelmişti. Bizde belirgin iz bırakmadı. Emekli olunca Adana’da sergi açmıştı. Ben de onun sergisini, izlemiş yazmıştım. Ankara’da Batıkent’te kalıyordu. Ankara Emekliler Derneği’nde karşılaşıyorduk. Tarih öğretmenimiz Ahmet Özdemir de orda oluyordu. Okey/taş oynuyorlardı. Bir gün evine götürdü bizi. Çay içtik, konuştuk… tablolarını gördük.

Ahmet Özdemir, sonra dan Ahmet Z. Özdemir olarak tanındı. Yazı yazıyor, kitap yazıyor… Hiç kimse kopya çekemezdi onun yazılısında. Görürdü, ulan “cavurlar” derdi, yakalamazdı.

Sonradan yazar olmuş. Bir gün Adana- Çınargül Kahvesi’nde oturuyorduk, karşımda biri oturuyor, sesi tanıdık, kim diye baktım, bizim öğretmen Ahmet Bey’di. Kayseri-Sarızlı, Avşar kökenli, Ankara’da Dikmen’de oturuyor. Eşimle birkaç kez gittik evine, eşi Ayşe Hanım da en az onun kadar içten, şakacı biriydi. Adana’yla ilişkileri sürüyor, bize de geldiler.  Tarlamsı bir yer almış sonradan, oraya da ev yaptırmış, yazın orada kalıyor. Telefonlaşıyor, konuşuyoruz. Öyküleriyle Ağıtlar,  Avşarlar ve Dadaloğlu, Osmanlı Tarihi (…) adlı kitapları var.

Orhan Önal, nazik bir öğretmendi. Temizlik düşkünüydü. Sınıfın kapı kolunu mendiliyle, yahut bir kağıtla tutarak açardı. Masanın üstünde en ufak  bir toz olsa aldırırdı. Oldukça güzel giyinirdi. Bekardı, evlendi mi sonra bilmiyorum? Sosyal bilgiler dersimize geliyordu, resim dersimize de geldiği oldu. Yalaka öğrencileri severdi. Onlara fazlasıyla not verirdi. İmam Ali Taşkesen, Müslüm Kılıç, Durdu İnci açık açık övgü düzerlerdi. Birinde resim defterlerine bakarak not veriyordu. Durdu’ya düşük not vermişti, sonradan fark etti; “Durdu senin mi bu defter” dedi; “evet” yanıtını alınca, “on” dedi.

Baki Okur zavallı biriydi. Felç mi bir hastalık geçirmiş. Bedensel, ruhsal yapısı çok iyi işlemiyordu. Tarım derslerimize geliyordu. Arkadaşlar konuşurlar, gürültü yaparlar, ders yaptırmazlardı. Dersi bırakır dışarı çıkardı; o kızdırıcı saygısız sevgisiz öğrenciler koşar kolundan tutar getirirlerdi. Acırdım. Sonra Mersin İlköğretmen Okulu’na vermişler. Sordum düzelmiş.

Ekrem Erdoğan, tarih öğretmenimizdi. Padişah gibi giyinirdi. Sert bakışlıydı. Derse geldiğinde, kürsüye derebey gibi oturur, derse başlardı. Teneffüs zili çalana kadar, sağa sola bakmadan, espiri/güldürü yapmadan dersi bitirir, giderdi. Birinde, o ders anlatırken arkadaşlar kendi aralarında konuşuyorlarmış, birkaç kez onlara bakmış, onlar ya görmemişler, ya da umursamamışlar.  Dersin bitmesine  üç beş dakika kala bu arkadaşlara “ulan ben size bakıyorum, konuşmayı, dalga geçmeyi sürdürüyorsunuz” diyerek Osmanlı tokatlarını bir biri ardına indirdi, arkadaşların durumu iyi değildi… Zil çaldı, Ekrem Bey çıktı.

Mustafa Şahin eğitim Şefiydi, Türkçe, Cumhuriyet Tarihi derslerine gelirdi. Biz, Enver Ziya Karal’ın Cumhuriyet tarihi kitabını okuyorduk. Ne öğrendiysek Mustafa Bey’den ve bu kitaptan öğrenmiştik. Tarih derslerini de bu kitabı okumakla sevdim. Mustafa Bey şiiri güzel okurdu. Ders arasında şiirler okurdu. Beğenirdik onun okumasını. Galiba biraz şairdi. Öğretmenlik Şiirleri (antoloji) kitabı hazırlamış 1974’te, Kemal Matbaasında basılmış. İlk baskısı 1958’de yapılmış. Adana’da Karekök Dershanesinde öğretmenlik yaptı.  Sevilen bir öğretmendi.

Hüseyin Şanlı Karadenizliydi müzik derslerimize geliyordu. Sevecen, tatlı, koruyucu bir öğretmendi. Müzik derslerinin önemini vurgulardı. Benim dersim de mandolin çalmam da çok iyiydi, solfej yapmam da iyi sayılırdı. Onun derslerinden bazı arkadaşlarımız yetişmiş müzikçi olmuştur… Bizim Makaryos’u protesto yürüyüşümüzde bize destek olmuştu. “Haydi çocuklar başarılar” diyerek destek vermiş, sonra ayrılmıştı yanımızdan…

Dursun Hatipoğlu, beden eğitimi öğretmenimizdi. Çok ciddi, sert bir öğretmendi. Kasa atlatırdı, beş kasa atlayamayan geçemezdi. Bitirme sınavlarında Kozan’dan Sait Bölükbaşı, abimiz kasayı atlayamamış felç olmuştu. Sonra ölüm haberini almıştık. Yazık oldu Sait abimize.  Bundan sonra kasa atlama kaldırıldı. Amuda kalkmaktan başım yara olmuştu, geçecek not alıp geçmiştim sınıfı. İşte böyle zor/kolay/sevecen öğretmenlerden gelip geçtik.

*Yakında yayınlanacak olan ‘Aşk Hata Götürmez’ adlı kitabımdan. Adana Kitap Fuarı’nda, Çukurova Edebiyatçılar Derneği standında imza günlerinde olacağım, bekliyorum

                                                                                                                                             BİTTİ.

 

 

 

 



51 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

HAYRETTİN İVGİN DERGİLERİ - 02/12/2024
HAYRETTİN İVGİN DERGİLERİ
Öğretmenler günü kutlu, mutlu olsun… - 26/11/2024
Öğretmenler günü kutlu, mutlu olsun…
ATATÜRK ÖLDÜ MÜ - 09/11/2024
Yazan: M. Demirel Babacanoğlu
GEÇMİŞTEKİ BEN…/ Öykü - 24/10/2024
GEÇMİŞTEKİ BEN…/ Öykü
OKULLARDA TEMİZLİK - 19/10/2024
OKULLARDA TEMİZLİK
CEM SULTAN - 09/10/2024
CEM SULTAN
UYKUSUZLUK ÖYKÜSÜ - 06/10/2024
UYKUSUZLUK ÖYKÜSÜ
YAŞAM BU BUDEĞİL Mİ - 05/08/2024
YAŞAM BU BU DEĞİL Mİ
ÜZÜM VE YARARLARI - 29/07/2024
ÜZÜM VE YARARLARI
 Devamı
AlışSatış
Dolar34.725534.8647
Euro36.689336.8363