Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi9
Bugün Toplam441
Toplam Ziyaret1668083

BAKİ ŞİMŞEK YÖRÜKLERİN SORUNUNU TBMM’YE TAŞIDI

Şimşek, TBMm’de yaptığı konuşmada,”Yörük kültürüne sahip çıkılmadığı takdirde yayık ayranının, yayık tereyağının, obruk peynirinin tadını ve kokusunu bilmeyen bir nesil yetişecek. Yoğurttan yapılan yayık ayranı yerine süte kimyasal katılarak yapılan

 

MHP Mersin Milletvekili Baki Şimşek, Yörük kültürüne sahip çıkılmasını istedi.

Şimşek, TBMm’de yaptığı konuşmada,”Yörük kültürüne sahip çıkılmadığı takdirde yayık ayranının, yayık tereyağının, obruk peynirinin tadını ve kokusunu bilmeyen bir nesil yetişecek. Yoğurttan yapılan yayık ayranı yerine süte kimyasal katılarak yapılan ayran içmeye devam edeceğiz” dedi.

Şimşek konuşmasında şunları söyledi:

“Mustafa Kemal Atatürk "Arkadaşlar, gidip Toros Dağlarına bakınız. Eğer orada bir tek Yörük çadırı görürseniz ve o çadırda bir duman tütüyorsa şunu çok iyi biliniz ki bu dünyada hiçbir güç ve kuvvet asla Türk'ü yenemez" demiştir.

Osman Yüksel Serdengeçti'nin "Bin yıl oldu toprağına basalı." dediği, Orta Asya'dan göç eden Yörük Türkmen toplulukları Anadolu'ya ayak basalı bin yıla yakın bir zaman olmuştur. Bin yıllık konak, bin yıllık yurt, bin yıllık devinimdir Toros Yörüklerinin yaşamı. Deve, at, eşek sırtında taşınan, ala çuvala doldurulmuş bir yaşamdır onlarınki. Belki de onların yaşamını cazip kılan da tam olarak bunlardır. Doğa, hayvanlar ve az eşya. Bir yıl boyunca -onların deyişiyle- yıl on iki ay, iki büyük göç yaparlar. Birisi yayladan sahile güzün yapılan, diğeri ise baharda sahilden yaylaya yapılan göçtür. Bu göçler boyunca günübirlik göçler olur. Yörükler göçüp kondukları yerlere "konak" derler. Yani bir günde bir konaklık yere göçerler ki bu da en uzun 10 kilometre uzunluğunda olur.

"Erisin dağların karı erisin,

İnsin seli düz ovayı bürüsün.

Türkmen ili yaylasına yürüsün,

Ak kuzular melesin de gidelim."

Karacaoğlan'a ait bu dörtlük Yörük yaşamının bahar göçünü anlatır. Mersin'de de değişik özellikleri olan Yörük-Türkmen aşiretlerinin birçoğu Mersin'in yaylalarında yaşamaktadır. Araştırmacı yazar Nezihe Araz'ın "Nuri" isimli bir Sarıkeçili'yle yapmış olduğu röportajda Sarıkeçili Yörük'ümüz şöyle der: "Lakin, hanım abla, ne kadar sefillik, rezillik olursa olsun Yörük'e 'Dur' desen durmaz, 'Konma, göçme' desen duramaz. Bu onun yapısında var. Mevsimin yüzünü kıştan yaza döndürmesini nasıl kimse durduramazsa, ağaçların gövdesine baharla su yürümesinin Hak, Yaradan'dan başka kimse önüne geçemezse Yörük'ün de yayla hasretine kimse karşı koyamaz. Kan tutması gibi yayla tutar Yörük'ü."

Hâlen Toros Dağlarında, Koca Yörük Nuri Dayı'nın dediği gibi, baharla beraber kan tutması gibi yayla hasreti tutar Yörükleri. Ancak "Sarı Yaylam" adlı Mersin yöresine ait muhteşem türküdeki "Göçer Yörükler, boz koyaklar yurt olur." sözü kısmen eskilerde kaldı. Şimdi ise o koca yaylalarda Yörüklere nadiren rastlanıyor. Yörük kültürü yozlaşmaya devam ediyor. Sorunlar gün geçtikçe çığ gibi büyüyor. Yörüklerimiz mera ve otlaklarının azalmasıyla ilgili, göç yollarındaki sıkıntılarla ilgili, yapılan barajlarla ve değişen güzergâhlarla beraber göç yollarında çok büyük sıkıntılar çekiyorlar. Eğitimle ilgili… Çünkü eylül ekim aylarında Yörükler yaylalardan sahile iniyorlar, okullar açılmış oluyor; nisan ayında yeniden yollara düşüyorlar. Millî Eğitim Bakanlığımızın yerinde eğitim yaptırması lazım. Yörüklerin toplu olarak yaşadığı yerlerde yerinde eğitim yaptırması lazım gerekirse prefabrik yapılar veya konteynırlarla. Bunu yapabilecek, öğretmen olmuş birçok Yörük çocuğu bulunmaktadır. Hayvan başı desteklerin mutlaka artırılması lazımdır. Yörük kültürünün bir parçası olan deve sadece üç dört ailede kalmış. Mersin'den Antalya'ya kadar olan bütün sahilde deveyle göç eden Yörük aile sayısı sadece üç dört. Bunların desteklenmesi… Deve çok pahalı olduğu için Yörüklerin birçoğu alamıyor.

Dokuma kültürü artık yok oluyor. Kıl çadırlardan yere serdikleri kilime, heybelerinden eşyalarını taşıdıkları çuvallarına kadar kendileri dokuyan Yörüklerin kıl çadırlarının yerini naylon branda, kıl çullarının yerini ise saman almış durumda. Kışın uzun süre kaldıkları yerlere küçük de olsa birer tane ev… Ben Sayın Kalkınma Bakanımıza bunu defalarca dile getirdim, o da gündeme alacağına dair söz verdi ama Yörükler hiç olmazsa uzun süre konakladıkları yerlerde, elektriği, suyu olan, temiz su içebilecekleri bir mekânda yaşasınlar. Bununla ilgili Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Kalkınma Bakanlığının proje hazırlaması gerekmektedir.

Yörükler bir de bu güzergâhları boyunca geçtikleri yerlerde muhtarlarla, kaymakamlıklarla ve ormancılarla ciddi sorunlar yaşamaktadır, bununla ilgili de önlem almamız lazım.

Yörük kültürüne sahip çıkılmadığı takdirde yayık ayranının, yayık tereyağının, obruk peynirinin tadını ve kokusunu bilmeyen bir nesil yetişecek. Yoğurttan yapılan yayık ayranı yerine süte kimyasal katılarak yapılan ayran içmeye devam edeceğiz.

Toroslarda artık Afgan ve Suriyeli çobanları görmekteyiz.

Yörük çadırlarını yıldırım çarpmasından koruyacak paratonerlerin verilmesi… Hiç olmazsa bir lamba, bir televizyonlarını çalıştıracak güneş panelleriyle hem güneş enerjisi hem de sıcak su sağlanabilir. Bununla ilgili bütün bakanlıklarımızdan destek bekliyoruz.

Toroslardan gözümüzün önünde her yıl biraz daha kaybolan ve belki de üç beş yıl sonra tamamen kaybolacak bu kadim kültür için yapılması gereken geç olmadan yapılmalı. Özümüzü Toroslara çıkıp görmek yerine Yörük müzelerinden görmek, şölenlerle, içi boş derneklerle yaşatmaya çalışmak bizim en büyük ayıbımız olacaktır diyorum.”

315 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
AlışSatış
Dolar32.142532.2713
Euro34.804134.9436