Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi10
Bugün Toplam868
Toplam Ziyaret1669254
M. Demirel Babacanoğlu
karaisalihaber@hotmail.com
YILBAŞI/Öykü
30/12/2017

(1964 yılında yazdığım öyküyle kutluyorum yeni yılınız.)
Turgut konuşuyordu:
-Her yıl gelir bu yılbaşı, tedirgin eder beni.
-Neden o diye sordu Yücel?
-Neden olacak, bilmiyor musun? Ben beş parasızım. Kumar oynayamam, içki içemem, eğlenemem! Üstelik yavukluma bir armağan bile alamam. Bir mendil, bir yazma bile…
-Peki neden yavuklu oldunuz?
-Sevişiyoruz anlamıyor musun, deli gibi?
Öyleyse ortada bir sorun yok.
-Nasıl yok? O istemez mi böyle bir şeyi? Bilmiyor mu elde nelerin olduğunu? Aptal mı o? Ben bunların hepsini biliyorum Yücel hepsini! Yapacak bir şey kalmıyor. Kendimi armağan etmekten başka!
-İyi ya? Sen ona, o sana kendini armağan etsin. Ne güzel işte. En büyük armağan bu değil mi?
-İyi de? Bunlarsız da olmuyor. Biliyorsun “armağansız yâr sevilmez, sevdim diyen yalan söyler” diyor Karacaoğlan. Ben de armağan vermek istiyorum. Sözgelimi bir demet gül, çiçek. Ama param yok. Ne yapsam bilmem ki? Van Goğh gibi kulağımı kesip armağan mı etsem? Söyle Yücel söyle ne yapsam?
-….
-Söyle, yanıt ver!
-….
-Yücel susma öyle.
-….
- Çıldıracağım Yücel. Sana diyorum, yanıt versene, bakma öyle yüzüme.
-….
Turgut kendi sesinden irkilir gibi oldu, durakladı biraz. Arkadaşının kırılacağını düşündü. Sözlerini ona göre düzenlemeye çalıştı.
-Biliyorum, hoşuna gitmedi dediklerim. Söyle kırmadım ya seni?
-Yook, niye kıracakmışsın, biz arkadaşız.
-Öyleyse geçelim bunları. Yılbaşı konusunda düşündüklerimi sıralayayım. Bak şimdi Yücel iyi dinle; doğanın değişmez bir yasası var: doğmak, yaşamak, ölmek. Yaşamadan da ölünebilir. Ana karnında, ya da doğar doğmaz ölebilirsin. Yaşamak herhalde bir şans işi. Bunlardan doğmakla ölmek kolay, yaşamak zor. İşte bundan çekiniyorum. İğreti bir korku duyuyorum. Oysa insan yaşayınca kendini yaşama koşullarına uyduracak. Kimseye boyun eğmeyecek. Kafası çalışır, kolları güçlü, cebi dolu olacak ki yılbaşını kutlayacak, eğlenecek. Bir de ora bura gidecek, gezecek taksin olacak canım. Hey hey! O yok, bu yok, n’olacak bizim halimiz? İki çıplak bir hamama yakışır der atalar. Çıplak kalmışız ortada. Bilsem sevmezdim bu kızı, aşık olmazdım, tutulmazdım! Bilsem, bilsem, bilsem… Onu mutlu etmek kolay değil. İnsan tek taraflı mutlu olamaz. Bir de sorarlar sormacalarda, parayı mı, mutluluğu mu seversin? Ulan bu soru mu? Tabi mutluluğu severim. Ama gel gör ki, para olmadan mutlu olunmuyor. Söyle Yücel doğru değil mi?
-….
-Söyle söyle!
Yücel hep susuyordu.
-Anlatamadım sana! Öyleyse başka açıdan bakalım. Her yıl geliyor yılbaşı. Kutlamasak ne çıkar? Nerede bunun kutsallığı? Dünyanın dönmesinden, günlerin, ayların gelip geçmesinden, bizim çekişmemizden haberi var mı yılbaşının? Konutları, kentleri ışıklandırıyorlar. Barları, sazları, kumarhaneleri dolduruyorlar. Açıyorlar şişeleri içiyorlar, gel keyfim gel. Sarhoş oluyorlar zam/zum, kavga filan onlar da var.Yılbaşının bundan haberi var mı?
-….
Biz uydurmuşuz böyle bir günü biz. Nasıl satacağız malımızı?
-….
Yücel seslenmiyordu. Gözünün ucuyla baktı Turgut, Yücel’e.
-Öyle değil dedin, demedin de ben senin yerine öyle söyledim. Peki peki başka biçim olsun. Gördün güzel, of anam dedin. Gördün bir kız piliç gibisin dedin. Gördün fıstık yatalım dedin (…). Ne geçti eline? Hiiiç. Nerde kaldı bu yılbaşının kutsallığı? Dur daha, kumar oynadın, şansını denedin, kazandın. Bara saza gittin içtin zıpladın oynadın, dans ettin bar/saz kadınlarıyla (…). Şimdi kutsal oldu yılbaşı senin için? Biliyor mu dünya/acun, bunu? Söyle.
-Bilmiyor ama…
-Evet bilmiyor ama diyerek kesti Yücel’in sözünü.
Yücel bir daha sustu.
-İşte böyle Yücel. Belki güzel şeyler bunlar. Belki mutluluk verir ama parası olana, bana değil, sana değil. Sen öyle istiyorsun Yücel, öyle anladım ben. Yeni yıl kutlu olsun sana, eğlen eğlenebildiğin kadar. Ben seninle gelemeyeceğim. Parasız, beş parasız biriyim ben.
Turgut, Yücel’den ayrılmıştı. Mırıldanıyordu kendi kendine. Kutlu olsun Yücel, alabildiğine eğlen, benim için de çek bir kadeh. Mutlu ol yücel.
Durdu.
-Bırak dedi neyini kutluyoruz bunun? Bak şuna! Usuma hiç gelmedi. Her yıl bir yaş daha yaşlanıyoruz. Benim yaşlanmaya, yıpranmaya niyetim yok. Hah hah haaa ne saçma şeyler düşünüyorum? Durdurabilecek miyim acunu? Günlerin, ayların, yılların geçmesini nasıl önleyebilirim? Doğanın yasası bu, kim önleyebilir? Eeee öyleyse ne diye kendimi yoruyorum? En iyisi yavukluma gideyim…
Turgut ayakları kaldırdı.
(Aralık 1964, Düziçi)


512 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

ÇANAKKALE BİR DESTANDIR - 21/03/2024
ÇANAKKALE BİR DESTANDIR
YAŞLILAR HAFTASINDA DÜŞÜNDÜKLERİM - 21/03/2024
YAŞLILAR HAFTASINDA DÜŞÜNDÜKLERİM
HAYRETTİN İVGİN DERGİLERİ - 05/03/2024
HAYRETTİN İVGİN DERGİLERİ
FİLLİ KÖY - 21/02/2024
FİLLİ KÖY
ARİF NİHAT ASYA - 19/02/2024
ARİF NİHAT ASYA
ACI DEPREM - 15/02/2024
ACI DEPREM
SEVGİLİLER GÜNÜ - 15/02/2024
SEVGİLİLER GÜNÜ
SÖZLÜ ÖYKÜCÜLÜĞÜZ CAN ÇEKİŞİYOR - 15/02/2024
SÖZLÜ ÖYKÜCÜLÜĞÜZ CAN ÇEKİŞİYOR
ADANA TUYAP KİTAP FUARIN’NDA OKUDUĞUM ŞİİRLER - 06/02/2024
ADANA TUYAP KİTAP FUARIN’NDA OKUDUĞUM ŞİİRLER
 Devamı
AlışSatış
Dolar32.237032.3662
Euro34.794534.9339