Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi8
Bugün Toplam495
Toplam Ziyaret1668881

SOSYAL MEDYA TEKLİFİ TBMM ADALET KOMİSYONU'NUNDA KABUL EDİLDİ     

AK Parti ve MHP milletvekillerinin imzasını taşıyan, sosyal medyaya ilişkin düzenlemeleri içeren kanun teklifi, TBMM Adalet Komisyonunda kabul edildi.

Komisyon, AK Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç başkanlığında toplandı.

Toplantıda, AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin, MHP Grup başkanvekilleri Erkan Akçay ve Muhammed Levent Bülbül ile bazı AK Parti ve MHP milletvekillerinin imzasını taşıyan, İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun'da Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ele alınıyor.

Kovid-19 tedbirleri kapsamında, daha geniş alana sahip TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Toplantı Salonu'nda gerçekleştirilen toplantıda, teklifin tümü üzerindeki görüşmelere başlandı.

Sosyal medyaya ilişkin düzenlemeleri içeren kanun teklifi, yürütme ve yürürlük maddesiyle birlikte 9 maddeden oluşuyor.

TBMM Adalet Komisyonunda, İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'ne ilişkin imza sahiplerinden biri olarak sunum yapan Özlem Zengin, 2 yıllık süre zarfında kanun çalışmalarından en önemlilerinden birini gerçekleştirdiklerini belirtti.

"Sadece bu güne dair değil, geleceğe dair de çok önemli bir düzenleme yaptığımız kanaatindeyim." ifadesini kullanan Zengin, sosyal medyaya yönelik düzenlemenin hakiki bir ihtiyaç olduğunu söyledi.

Zengin, bu konuda dünyanın da bir arayış içinde bulunduğunu vurgulayarak, "Sosyal medya dediğimiz, ben yaşam alanı olarak tanımlıyorum, kendine ait dili, kendine ait bir ifade kabiliyeti, iyi ya da kötü işler yapma raconu olan yeni yaşam alanıyla alakalı bir hukuk ihdas etmeye çalışıyor Türkiye ve dünya." diye konuştu.

Yaşanan problemlere karşı Türkiye'nin ve dünyanın mevcut mevzuatının yetersiz geldiğini, sosyal medya ile alakalı uluslararası anlamda gerçek bir hukukun oluşmadığını dile getiren Zengin, "Bu yaptığımız çalışmaların uluslararası anlamda sosyal medya ile alakalı hukuk inşasına katkı sağlayacağını düşünüyorum ve Türkiye'nin de bu manada buna öncülük etmesi kanaatindeyim." dedi.

Özlem Zengin, sosyal ağlarla birlikte kullanılan verilerle ortaya muazzam bir ekonomik büyüklüğün çıktığını dile getirerek, "Devletlerin üstünde güce sahip olduğunu iddia eden muazzam bir sosyal ağlar dünyası inşa olundu." dedi.

Bu ağlara sahip olanların hukuk tanımak istemediğini belirterek, "Sadece Türkiye için değil, Amerika Başkanı Trump'ın yaşadıklarını görüyorsunuz. Pek çok ülkede, sadece adını bildiğimiz isimlerin, başkanların, sanatçıların değil sade vatandaşların da bireysel hayatlarıyla yaşadıkları mağduriyetlerde sosyal ağ devlerinin hukuk tanımak istemediklerini, sadece kendi yarattıkları hukuku hatta bence hukuksuzluğun devam etmesini arzu ettiklerini görüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Zengin, insanların bu mecraları özgürlüğün bir parçası olarak gördüğünü ancak problem çıktığında hukuksal bir mekanizmaya ihtiyaç duyulduğunu söyledi.

Sosyal medyada bireylerin bir "hesap" olduğuna ve o zaman her şeyin sanki mübah hale geldiğine dikkati çeken Zengin, bir birey olarak sahip olunan haklar bütünlüğünün, sosyal ağda görülemediğini ifade etti.

Zengin, dengesi çok zor bir iş yaptıklarına işaret ederek, şöyle konuştu:

"Kuyumcu terazisiyle iş yapmamız gerekiyor bu işi yaparken. Bir taraftan bir yerde özgürlükler var, birbiriyle yarışan özgürlükler var, bir taraftan da bu özgürlüklerin çakıştığı alanlar var. Temel hak ve özgürlüklerin hem bir taraftan korunmasıyla alakalı hem de sosyal medya alanındaki özgürlüklerin kullanımıyla alakalı çok hassas bir dengeyi oluşturmamız gerekiyor."

Sosyal ağlarla ilgili konularda hukuk inşa edebilmenin en önemli noktasının bir muhatap oluşturabilmek olduğunu vurgulayan Zengin, "Bir muhataplık sorunu yaşıyoruz. Biz kiminle, nerede muhatap olacağız? Alıştığımız yöntemlerle hangi tebligatları hangi yöntemlerle hayata geçireceğiz? Bununla ilgili olarak birinci hedefimiz bu sosyal ağ sağlayıcılarla ilgili bir muhataplık oluşturabilmek." dedi.

Teklifle, Türkiye'den doğan verilerin yine Türkiye'de kalması yönünde ufak bir adım attıklarını anlatan Zengin, verilerin mümkün olduğunca Türkiye'de barındırılması yönünde zorunluluktan ziyade bir teşvik olacağını anlattı, teklifteki yaptırımlara ilişkin bilgi verdi.

Meselenin insanların hayatına yeni giren yaşam alanıyla alakalı olduğunu ifade eden Zengin, "Her şey yolunda giderken bizi hiç rahatsız etmeyen bir mecra ama bireysel hayatlarımızla ilgili işler yolunda gitmediği zaman saldırıya, hukuksuzluğa maruz kaldığımızda yeni yaşam alanıyla alakalı yeni bir hukuk inşaası için buradayız." diye konuştu.

Teklifte imzası bulunan MHP Kırıkkale Milletvekili Halil Öztürk, "Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizin de kanayan yarasına çare olacak bir kanun teklifini görüşüyoruz." dedi.

Sosyal ağlardaki sahte ve anonim hesaplarla, yalan haberlerle gerçekleştirilen itibar suikastlerinin arttığını, masum vatandaşların dolandırıldığını ve bunların, yapanın yanına adeta kar kaldığını dile getiren Öztürk, bir araştırmaya göre sosyal medyada yaşanan olumsuzluklar konusunda Türkiye'nin yüzde 91'inin rahatsız olduğunu belirtti.

Öztürk, dünyada 1,4 milyar kullanıcıdan alınan sonuçlara göre kullanıcıların yüzde 61.5'ini sahte kişiler, spam hesaplar ve hackleme araçlarının oluşturduğuna işaret etti.

Bir araştırmaya göre Türkiye'de 59,3 milyon aktif internet kullanıcısı bulunduğunu kaydeden Öztürk, 44 milyon kişinin telefonlarından internete bağlandığını söyledi.

Öztürk, Türk kullanıcıların internette ortalama 7 saat zaman geçirdiğini, 54 milyon sosyal medya kullanıcısı bulunduğunu ifade ederek, Türkiye'nin sosyal medya alanında böyle bir kanun teklifine ihtiyacı olduğunu vurguladı.

TBMM Adalet Komisyonunda görüşülen AK Parti ve MHP milletvekillerinin imzasını taşıyan, İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun'da Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin tümü üzerinde milletvekilleri söz aldı.

CHP İstanbul Milletvekili Zeynel Emre, teklifin, komisyon üyelerine iletilmesinden 48 saat sonra komisyon gündemine gelmesini eleştirerek, üzerinde yeterince çalışılmadan, baskın yaparcasına tekliflerin komisyon gündemine gelmesini eleştirdi.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Anayasası'nda diğer tüm haklara kaynaklık eden, düşünce ve ifade özgürlüğünü tanıyan bir devlet olarak bilindiğini, tanındığını belirten Emre, teklifle bu bilinirlik, tanınırlık ve devamlılığın bir kez daha kesintiye uğratıldığını savundu.

Emre, "Söz konusu teklif, sansürcü bir kafanın hazırlığıdır. Sosyal ağ sağlayıcılara muhataplık zorunluluğu getirmek, amaç olarak gösterilmek istenmektedir ancak gerçek farklıdır. Gerçek, düşünce ve ifade özgürlüğünün gittikçe tek sığınaklarından biri haline gelen, iktidarın bir türlü istediği kontrolü sağlayamadığı için adeta çıldırtan geniş sosyal medya ağlarının sınırlandırılmasıdır." diye konuştu.

Sosyal ağ sağlayıcılarına Türkiye ile hukuki muhataplığı zorunlu kılan bu teklifte iktidarın uluslararası alanda yaptırım gücünün ne kadar zayıfladığını gösterdiğini savunan Emre, "Bugün ne diplomasimiz ne lobilerimiz bir işe yaramaktadır. Ne Facebook ne Twitter yetkilileri makul çağrılarımıza bile karşılık vermemektedir. Ne bir ülke üzerinden bu şirketlere tesir edebiliyoruz ne de etkin isimleri bu konuda devreye sokabiliyoruz. Bu durum sadece AK Parti hanesine yazılmıyor; maalesef Türkiye Cumhuriyet Devleti'nin itibarını da olumsuz etkiliyor." diye konuştu.

Sosyal ağların gerçeklerin aktarıldığı, tepkilerin paylaşıldığı yerler olunca AK Parti'nin sosyal ağları düşman olarak görmeye başladığını öne süren Emre, "Karşıt siyasi görüşte olanlara yönelik hakaretlere, tehditlere sessiz kalanlar, bu hakaretler kendilerine yönelince kişilik haklarını ve insan onurunu hatırladı." ifadesini kullandı.

Türkiye'de birçok siyasetçiye yönelik, özellikle kadın siyasetçilere yönelik utanılacak benzetmeler, küfürler ve hakaretlerin yapıldığını, yargının bu konuda reflekslerinin farklı olduğunu söyleyen Emre, "Muhalif kimliğiyle bilinen siyasetçilere karşı bu hakaretler yaşandığında yargı hiçbir şekilde harekete geçmedi çoğu kez de bunu ifade özgürlüğü olarak ele aldı." dedi.

Emre, demokrasilerde medyanın dördüncü kuvvet olarak bilindiğini, medyanın aynı zamanda sosyal medyayı da içerdiğini ifade ederek, "Medyaya yönelik direkt, dolaylı, fakatlı, bir şekilde yapılacak düzenlemelerin bir baskı aracına dönüşmeden, bu haklar zedelenmeden yapılması lazım." şeklinde konuştu.

HDP  Batman Milletvekili Mehmet Ruştu Tiryaki, Türkiye’de demokratik iklim çoraklaştığı için insanların çoğu zaman sosyal medya üzerinden kimliklerini gizleyerek görüşlerini, eleştiri haklarını kullanabildiğini savundu.

Evrensel olarak suç kabul edilen fillerle mücadelenin en etkili yolunun demokrasiyi güçlendirmekten geçtiğini söyleyen Tiryaki, "Hakaret ve küfürleri gerekçe göstererek sosyal ağların sınırlandırılması hatta bant daraltmayla fiilen ülkemiz açısından sosyal medya platformlarının kapatılması ülkemizin demokrasisine hiçbir katkı sunmayacağı çok açık. Sosyal medya düzenlemesinin tartışılmaya başlandığı gün vatandaşların aklına gelen ilk şey, sansür oldu. Kimse bunun, ülkenin demokrasisine bir katkı sunacağını düşünmedi." ifadesine yer verdi.

Tiryaki, TBMM bünyesinde Dijital Mecralar Komisyonu kurulmadan, çalışmalarına başlamadan sosyal medya platformlarına ilişkin bir teklifin, AK Parti tarafından komisyon çalışmaları beklenmeden Meclis gündemine getirildiğini aktararak, şunları kaydetti:

"Sosyal medya platformalarının kullanıcılarına sunulan paylaşım alanı, toplumun ve bireylerin huzuru bakımından da son derece önemlidir. Özellikle Kovid-19 pandemi göstermiştir ki hayatımızın bir parçası olan sosyal mesafe kavramının yarattığı yalnızlaşma hissiyle bireyler bu platformlar aracılığıyla başa çıkmıştır. Bu platformlar üzerinden yapılan paylaşımlar önceki dönemlere göre artmış, insanın sosyal bir varlık olması adeta sosyal medya platformları aracılığıyla yerini bulmuştur. Sosyal medya platformlarının günlük, milyonları bulan içerik paylaşımlarını denetlemesi o kadar kolay değil. Bu düzenleme ile anlaşılan o ki yer sağlayıcıların doğrudan sorumlu olması kabul edilebilmekte. Yer sağlayıcılarına yönelik bir dizi mekanizma işletilmek istenmektedir." şeklinde konuştu.

İYİ Parti Aksaray Milletvekili Ayhan Erel, kendisinin sürekli halkın içinde olduğunu belirterek, vatandaşların, kendisine sorunları iletirken sosyal medya konusunda bir düzenleme yapılsın talebinin gelmediğini söyledi.

Sosyal medyanın artık vatandaşların yaşam alanı haline geldiğini, 7 saat ortalama ile insanların sosyal medyayı kullandığını anımsatan Erel, şunları kaydetti:

"İnsanın yaşam hakkı kutsalsa sosyal medya da bu alanın bir parçası ise buraya müdahale etmemek lazım. Sokağa çıkın, 'Sosyal medya ile ilgili bir düzenleme yapıyoruz.' deyin. Akla gelen ilk şey düşünce ve duyguların, ifadelerin kısıtlanacağı akla geliyor. Zaten gençlerin yüzde 60'a yakını fikirlerini açıklarlarsa başlarına bir şey gelecekleri endişesiyle yaşıyor. Ülkemizde gençlerin hayal ettiği, özgürlük, hürriyet atmosferi olsa kimse kimliğini saklamaz. Gerçek kimliğiyle duygu ve düşüncelerini ortaya koyar ama gerçek doğru ve düşüncelerin ortaya konulduğunda başına gelebileceklerden dolayı kaygı taşıyorsa kimliğini saklamasında fayda var."

AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Ali Özkaya, sosyal medya düzenlemesiyle ilgili uzun süredir çalışan bir hukukçu olduğunu, bu konunun Türkiye için önem arz ettiğini belirtti. Özkaya, 2014'te çıkarılan kanunun bugünün sorunlarına tam manasıyla çözüm bulamadığını dile getirdi.

Twitter tarafından Türkiye'deki mahkeme kararlarının uygulanmadığını anımsatan Özkaya, Türkiye'nin egemen bir ülke olduğunu, mahkemelerce alınan kişi hak ve hürriyetleri koruyan kararların uygulanması gerektiğini vurguladı.

Özkaya, kendisinin de sosyal medyayı aktif bir şekilde kullandığını ve faydasına da inandığını dile getirerek, bu mecraların korunması gerektiğini ifade etti.

AK Partili Özkaya, "Twitter, Türkiye'de temsilcilik açsın dememize CHP nasıl karşı çıkar? Siz Twitter’ın avukatı mısınız milletin vekili misiniz? Sosyal medya düzenlemesinde yanlış dediğiniz bir yer varsa onu söyleyin. Yanlış bir yeri yok. Türkiye'de bu şirketler vergi vermiyor. Şaşırıyorum Facebook, Twitter'ı CHP savunuyor." diye konuştu.

TEKLİF NELERİ İÇERİYOR?

TBMM Adalet Komisyonunda kabul edilen ve 'Sansür yasası' olarak eleştirilen, İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi şunları içeriyor:

Teklifle, İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun'a "sosyal ağ sağlayıcı" şeklinde yeni bir tanımlama getiriliyor.

Bu kapsamda kullanıcıların internet ortamında sosyal etkileşim amacıyla metin, görüntü, ses, konum gibi içerikleri oluşturmalarına, görüntülemelerine veya paylaşmalarına imkan sağlayan gerçek veya tüzel kişiler, sosyal ağ sağlayıcı olarak tanımlanacak.

İdari para cezaları, muhatabın yurt dışında bulunması halinde Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından doğrudan doğruya muhataba, internet sayfalarındaki iletişim araçları, alan adı, IP adresi ve benzeri kaynaklarla elde edilen bilgiler üzerinden elektronik posta veya diğer iletişim araçlarıyla da bildirilebilecek.

10 MİLYONA KADAR PARA CEZASI

Bu bildirim, Tebligat Kanunu'na göre yapılan tebligat hükmünde olacak. Bu bildirimin yapıldığı tarihi izleyen 5. günün sonunda tebligat yapılmış sayılacak.

Teklifle, yükümlülüğünü yerine getirmeyen yer sağlayıcılarına, caydırıcılığın sağlanması için verilecek idari para cezası artırılacak. Bu kapsamda yer sağlayıcılık bildiriminde bulunmayan veya yükümlülüklerini yerine getirmeyen yer sağlayıcı hakkında, 10 bin liradan 100 bin liraya kadar verilebilen idari para cezası, 1 milyon liradan 10 milyon liraya kadar artırılacak.

YENİ HUKUKİ YÜKÜMLÜLÜKLER

Teklife göre, Türkiye'den günlük erişimi 1 milyondan fazla olan yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcı, en az 1 kişiyi Türkiye'de temsilci olarak belirleyecek. Bu kişinin iletişim bilgilerine kolayca görülebilecek ve doğrudan erişilebilecek şekilde internet sitesinde yer verilecek.

Sosyal ağ sağlayıcı bu kişinin kimlik ve iletişim bilgilerini BTK'ya bildirecek. Temsilcinin gerçek kişi olması halinde Türk vatandaşı olması zorunlu olacak.

Temsilci belirleme ve bildirme yükümlülüğünü yerine getirmeyen sosyal ağ sağlayıcıya, BTK tarafından bildirimde bulunulacak. Bildirimden itibaren 30 gün içinde bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde sosyal ağ sağlayıcıya, BTK Başkanı tarafından 10 milyon lira idari para cezası verilecek.

Verilen idari para cezasının tebliğinden itibaren 30 gün içinde bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde 30 milyon lira daha idari para cezası verilecek.

REKLAM YASAĞI VE İNTERNET BANT GENİŞLİĞİNİN DARALTILMASI

İkinci kez verilen idari para cezasının tebliğinden itibaren 30 gün içinde bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde BTK Başkanı tarafından Türkiye'de mukim vergi mükellefi olan gerçek ve tüzel kişilerin ilgili sosyal ağ sağlayıcısına yeni reklam vermesi yasaklanacak. Bu kapsamda yeni sözleşme kurulamayacak ve buna ilişkin para transferi yapılamayacak.

Reklam yasağı kararının verildiği tarihten itibaren 3 ay içinde bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde BTK Başkanı, sosyal ağ sağlayıcının internet trafiği bant genişliğinin yüzde 50 oranında daraltılması için sulh ceza hakimliğine başvurabilecek.

Başvurunun kabulüne ilişkin hakim kararının uygulanmasından itibaren 30 gün içinde söz konusu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde BTK Başkanı, sosyal ağ sağlayıcının internet trafiği bant genişliğinin yüzde 90 oranına kadar daraltılması için sulh ceza hakimliğine başvurabilecek.

Hakim ikinci başvuru üzerine vereceği kararında, yüzde 50'den düşük olmamak kaydıyla, sunulan hizmetin niteliğini de dikkate alarak daha düşük bir oran belirleyebilecek. Bu kararlara karşı BTK Başkanınca itiraz yoluna gidilebilecek.

Hakim tarafından verilen kararlar erişim sağlayıcılara bildirilmek üzere BTK'ye gönderilecek. Kararların gereği, bildirimden itibaren derhal ve en geç 4 saat içinde erişim sağlayıcıları tarafından yerine getirilecek.

Temsilci belirleme ve bildirme yükümlülüğünün yerine getirilmesi halinde, verilen idari para cezalarının dörtte biri tahsil edilecek, reklam yasağı kaldırılacak ve hakim kararları kendiliğinden hükümsüz kalacak.

İnternet trafiği bant genişliğine yapılan müdahalenin sona erdirilmesi için erişim sağlayıcılara BTK tarafından bildirim yapılacak.

48 SAAT İÇİNDE CEVAP ZORUNLULUĞU

Sosyal ağ sağlayıcı, "içeriğin yayından çıkarılması ve erişimin engellenmesi" ile "özel hayatın gizliliği nedeniyle içeriğe erişimin engellenmesi"ni gerektirecek içeriklere yönelik kişiler tarafından yapılacak başvurulara, başvurudan itibaren en geç 48 saat içinde olumlu ya da olumsuz cevap vermekle yükümlü olacak. Olumsuz cevaplar gerekçeli olarak verilecek.

Sosyal ağ sağlayıcı, kendisine bildirilen içeriğin çıkarılması veya erişimin engellenmesi kararlarını uygulayacak. Ayrıca "içeriğin yayından çıkarılması ve erişimin engellenmesi" ile "özel hayatın gizliliği nedeniyle içeriğe erişimin engellenmesi" başvurularına ilişkin istatistiksel ve kategorik bilgileri içeren Türkçe raporları 6 aylık dönemlerle BTK'ye bildirecek.

Sosyal ağ sağlayıcı, Türkiye'deki kullanıcıların verilerini Türkiye'de barındırma yönünde gerekli tedbirleri alacak.

BTK Başkanı tarafından, sosyal ağ sağlayıcıya "içeriğin yayından çıkarılması ve erişimin engellenmesi" ile "özel hayatın gizliliği nedeniyle içeriğe erişimin engellenmesi" başvurusuna 48 saat içinde cevap vermemesi halinde 5 milyon lira, içeriğin çıkarılması veya erişimin engellenmesi kararlarını uygulamaması halinde ise 10 milyon lira idari para cezası verilecek.

Sosyal ağ sağlayıcılar hakkında "erişimin engellenmesi kararı ve yerine getirilmesi" ile "gecikmesinde sakınca bulunan hallerde içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi" kapsamında verilecek idari para cezaları 1 milyon lira, "erişimin engellenmesi kararı ve yerine getirilmesi" ile "içeriğin yayından çıkarılması ve erişimin engellenmesi" kapsamında verilecek adli para cezaları ise 50 bin gün olarak verilecek. Söz konusu ihlallerin 1 yıl içinde her bir tekrarında cezalar bir kat artırılarak uygulanacak.

SOSYAL AĞ SAĞLAYICILARA 3 AYLIK SÜRE

Hukuka aykırılığı hakim veya mahkeme kararı ile tespit edilen içeriğin sosyal ağ sağlayıcıya bildirilmesi durumunda, bildirime rağmen 24 saat içinde içeriği çıkarmayan veya erişimi engellemeyen sosyal ağ sağlayıcı, doğan zararların tazmin edilmesinden sorumlu olacak. Bu hukuki sorumluluğun işletilmesi için içerik sağlayıcının sorumluluğuna gidilmesi veya içerik sağlayıcıya dava açılması şartı aranmayacak.

Bu düzenlemenin uygulanmasında sosyal ağ sağlayıcının yükümlülükleri, içerik veya yer sağlayıcısı olmasından doğan sorumluluk ve yükümlülüklerini ortadan kaldırmayacak.

Sosyal ağ sağlayıcılar, "içeriğin yayından çıkarılması ve erişimin engellenmesi" ile "özel hayatın gizliliği nedeniyle içeriğe erişimin engellenmesi" başvurusuna 48 saat içinde cevap verilmesi kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmek için 3 ay içinde gerekli çalışmaları tamamlayacak.

Sosyal ağ sağlayıcılar ayrıca "içeriğin yayından çıkarılması ve erişimin engellenmesi" ile "özel hayatın gizliliği nedeniyle içeriğe erişimin engellenmesi" başvurusu uyarınca hazırlayacakları ilk raporlarını, 2021 yılının Ocak ayında BTK'ye bildirecek ve internet sitesinde yayınlayacak.

154 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
AlışSatış
Dolar32.237032.3662
Euro34.794534.9339