Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi7
Bugün Toplam587
Toplam Ziyaret1668229
Ali Maralcan-E.Kurmay Albay
alimaralcan@hotmail.com
ATATÜRK ULUSAL KURTULUŞA NEDEN ADANA'DA KARAR VERDİ
03/01/2020

"Toros dağlarının tepelerinde tek bir Türkmen evinin bacası tüter halde kalmış ise ben bu milletten umudumu kesmem; bayrağımı göğsüme sarar, milletimin istikbali uğruna ölürüm."

Mustafa Kemal Atatürk

MUSTAFA KEMAL PAŞA 1. DÜNYA SAVAŞI SONLARINDA HANGİ CEPHEDE BULUNUYORDU, SAVAŞIN GİDİŞATI HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİ NEYDİ VE İLERİYE YÖNELİK OLARAK ALMAK İSTEDİĞİ ÖNLEMLER NELERDİ?
         Mustafa Kemal Paşa 1. Dünya harbinin sonlarına doğru Suriye'de Karargahı Halep'in Katma istasyonundaki 7. Ordu Komutanıydı.
         20. Yüzyılın en büyük komutanı ve lideri olarak harbin sonuna gelindiğini, Osmanlı ordusunun girdiği bu savaşta 8 cephede yenildiğini yakında Osmanlı Devleti aleyhine bir anlaşma imzalanacağını, bu anlaşma gereğince ordunun dağıtılacağını, silah ve cephaneye el konulacağını ve işgallerin başlayacağını biliyordu. Ulusal kurtuluş için tek çare kalmıştı. Milli Kuvvetlerle yani Kuva-yi Milliye teşkilatı ile mücadele etmek. Bu olumsuz gelişmeleri değerlendirerek, Ulusun kurtuluşu için 1911 - 1912 yıllarında (Libya'da) İtalyanlarla savaşırken edindiği Kuva-yi Milliye tecrübesi ve milletin özgürlük ve egemenliğine, bayrağına ve vatanına aşık olduğunu gerektiğinde şahadet dahil herşeyi göze alabileceğini çok iyi biliyordu.
         Mustafa Kemal Paşa Harp Akademisinde öğrenimine devam ederken "Gerilla Harbi" konusunda araştırmalar yapmaktaydı. Akademide bu konuda çok deneyimli bilgi ve tecrübe sahibi olan strateji öğretmeni Nuri Hoca'dan çok yararlanmıştır. O nedenle ülkenin kurtuluşu için tek çare Kuva-yi Milliye mücadelesine karar verdi. İşte bu konudaki karar ve stratejisini geliştirmek maksadıyla henüz Mondros Mütarekesi anlaşması imzalanmadan iki gün önce 28 Ekim 1918'de Halep'ten Kilis'e geldi yanında yaveri Cevat Abbas vardı. Şehre girdiklerinde arabanın etrafını silahlı gençler çevirdiler. Araçtan dışarı çıkmaları için bağırmaya başladılar Cevat Abbas bir çatışma ihtimaline karşı silahını ateşleme düzenine getirdi. Mustafa Kemal Paşa Cevat Abbas'a "Telaş etme dur bakalım ne var ne yok anlayalım" dedi.
         Mustafa Kemal Paşa'yı orada bulunanlardan biri derhal tanıdı ve "Burkanoğlu Saraç Mehmet Çavuş 1311 Kilis emret komutanım" dedi. Atatürk orada bulunanlara "İlk ayak bastığım Türk toprağındaki bu uyanıklığa cidden hayran kalışım ve bir daha iman ettim ki bu millet asla ölmeyecektir. Var olun aziz Kilisliler" Aynı gün ilk Kuva-yi Milliye müfrezesini kurmak için 1000 tane silah dağıttı.
         Bir gün sonra 29 Ekim 1918 günü Mustafa Kemal Paşa Halep'in kuzeyindeki Katma istasyonunda eski Gaziantep valilerinden Ali Cenani ile karşılaştı.
 Atatürk Ali Cenani'ye "Burada ne arıyorsun" dediğinde Ali Cenani "Paşam İstanbul'dan geliyorum. Antep'te yakın arkadaşlarımın güç durumda olduğunu öğrendim. Onlara yardım etmek için geldim."
         Mustafa Kemal Paşa: "Bu işi yapacak senden başka adam yok mu? Yakında Antep bölgesinde muharebeler olacak haberin var mı? Beni iyi dinle Antep'e gideceksin, teşkilat kuracaksın, bu bölgede kullanmak üzere sana 4000 tüfek, 26 makineli tüfek ve 8 adet top veriyorum. Yolun açık olsun, sana başarılar dilerim. İşte bu silahlar daha sonra Antep savunmasında kullanılmıştır.
         Mustafa Kemal Paşa daha Mondros Mütarekesi'nin  imzalanmasından önce ulusun kurtuluşu için tek çarenin Kuva-yi Milliye mücadelesi ile gerçekleşebileceğini düşünmüş ve bu düşüncesini gerçekleştirmeye başlamıştır bile.
         Kuva-yi Milliye Milli Kuvvetler ve halk hareketi demektir.
          Atatürk'e göre Kuva-yi Milliye ne demektir?
         "Kuva-yi Milliye, namuslu bir insanın yastığının altındaki tabancaya benzer. Namusunu kurtarmak için hiçbir ümidi kalmadığı zaman, hiç olmassa intahar etmeye yarar."
         Enver Behnan Şapolyo Kuva-yı Milliye isimli eserinde Kuva-yı Milliyeciyi şöyle tarif ediyor:
         "Kuva-yı Milliyeci, yalnız milli vicdanından emir alan, mücadelesinde yılmadan hayatını istihkar eden, ferdi menfaatlerden tamamıyla uzak, milli bir aşkla içi yanan, emperyalistlere ateş püsküren, cesur, yiğit milliyetçi ve halkçı bir kuvveti temsil ediyordu. Kuva-yi Milliyeciler, hürriyet ve istiklal için milli mücadeleye giriştiler".
ATATÜRK'ÜN YILDIRIM ORDULAR GURUBU KOMUTANLIĞINI ALMAN GENERALİ LİMAN VON SANDERS'TEN TESLİM ALMASI
           30 Ekim 1918 günü Osmanlı İmparatorluğu ve İtilaf Devletleri arasında Mondros Mütarekesi imzalanır. Anlaşma gereğince, Türk Ordusundaki Alman Subay ve askerleri derhal İstanbul'da toplanıp memleketlerine gideceklerdir.
         Bu nedenle, Sadrazam ve Genelkurmay Başkanı Ahmet İzzet Paşa Halep'te 7. Ordu komutanı Mustafa Kemal Paşa ve Adana'da Yıldırım Orduları Grubu Komutanı Alman General Liman Von Sanders'e telefon ederek devir teslim yapılmasını emreder. Atatürk emir alır almaz Halep'te bulunan 7. Orduya Ali Fuat Cebesoy Paşa'ya teslim eder ve Adana'ya hareket eder. 31 Ekim 1918 günü öğleye doğru Adana'ya gelir ve Adana Otel’ine yerleşir.
         Devir teslim bu otelde öğleye doğru gerçekleşir. Liman Von Sandres törende şöyle bir konuşma yapar. "Ekselans; siz savaş cephelerinde Arıburnu’nda ve Anafartalar'da çok yakından tanıdığım bir komandansınız. Aramızda gerçi bazı tatsız olaylar geçti. Fakat bunlar, nihayet bizi birbirimize daha tanıtmış oldular. Dostluğumuzun yürekten olduğuna inanıyorum. Bugün Türkiye'yi terke mecbur edilirken, emrim altındaki orduları, ilk geldiğim zamandan beri takdirkarı bulunduğum bir kumandana teslim ediyorum. Bu büyük felaket içinde, üzüntü duymak mümkün değil. Ancak ben, kumandayı size bırakmakla teselli buluyorum. Bu dakikadan itibaren emir sizindir. Ben sizin misafirinizim" dedi.
ATATÜRK'ÜN ALİ FUAT PAŞA'YLA ADANA'DA BULUŞMALARI VE ULUSAL KURTULUŞA KARAR VERMELERİ
         Adana tarihi bir kenttir. Atatürk ile birlikte tarih yazmıştır. Kurtuluş Savaşında ve Türk devriminin akışı içinde Adana'nın Atatürk ile bağlantılı olan bir mutluluğu vardır. 31 Ekim 1918'de Yıldırım Ordular gurubu General komutanlığının devir teslim töreninde General Liman Von Sandres Atatürk' ü övücü bir konuşma yapmıştı. Bu konuşmanın sonunda Liman Von Sandres " Bizim için her şey bitti: yenildik" der demez. Mustafa Kemal Paşa: "Savaş müttefiklerimiz için bitmiş olabilir, ama bizi ilgilendiren savaş istiklal savaşı şimdi başlıyor". Diyerek Ulusal Kurtuluş savaşının ilk işareti ve düşüncesini dile getirdi. Mustafa Kemal Paşa 4 Kasım günü Halep'te 7. Ordu komutanlığına vekalet eden Ali Fuat Paşa'ya telefon ederek Adana'da buluşmalarını bildirdi. "Adana Mülakatı" denilen 5 Kasım 1918 günü Atatürk Ali Fuat Paşa'yla Adana Oteli’nde yaptıkları toplantıda Atatürk: "Artık milletin bundan sonra kendi haklarını kendi araması ve müdafaa etmesi, bizlerin de mümkün olduğu kadar bu yolu göstermemiz ve ordu ile beraber yardım etmemiz gerekir". Şeklinde görüşünü açıkladı ve Ali Fuat Paşa'ya "Sen ne düşünüyorsun" dediğinde de Ali Fuat Paşa "Mutabıkız Paşam" dedi. Daha sonra Ali Fuat Paşa'ya Güney Bölgesinin (Adana, Antep, Maraş, Urfa) savunma planını hazırlamasını emretti.
         Bu emri alan Ali Fuat Paşa uzun bir çalışmadan sonra, Sivas'ta 16-29 Kasım 1919'da yapılan komutanlar toplantısında yaptığı çalışmayı açıkladı. Açıklanan bu plan, komutanlar tarafından uygun görülerek yürürlüğe girdi. Ali Fuat Paşa Anadolu Genel Kuva-yi Milliye Komutan olarak tayin edildi.
         Bu planın başarılı bir şekilde uygulanması ile 20 Ekim 1921'de Fransızlarla TBMM arasında Ankara Antlaşması imzalandı. Böylece Güney Bölgesi bu antlaşma ile özgürlük ve egemenliğine kavuşmuş oldu.
ATATÜRK YILDIRIM ORDULARI GURUP KOMUTANLIĞINI TESLİM ALDIKTAN SONRA ADANA'NIN KURTULUŞU HAKKINDA NASIL BİR ÇARE DÜŞÜNDÜ?
            Atatürk'ün anne tarafının anavatanı Toros Dağlarıdır. Osmanlı İmparatorluğunun devlet politikası icabı Atatürk'ün anne tarafını Konya Karaman’dan Selanik'e yerleştirir. Bu aile Karaman’dan Selanik'e gitmeden önce yörük olarak Toros Dağları’nda yaşamışlardır. Yörük demek "yürüyen" demektir. Mustafa Kemal Paşa büyük Nutku'nda Çukurova Bölgesi için Anadolu'nun en koyu muhitinin hiç bir suretle anavatandan koparılmasına izin verilmeyeceğini ve Türkiye Büyük Millet Meclisi konuşmasında "Türk süngülerinin işaret ettiği Misak-ı Milliyi esas kabul ettim. Çukurova Misak-ı Millinin bir parçasıdır" demiştir.
         Yıldırım Orduları Gurup Komutanlığını aldıktan sonra şöyle bir açıklama lüzumunu hissetmiştir. "Toros Dağları’nın tepelerinde tek bir Türkmen evinin bacası tüter halde kalmış ise ben bu milletten umudumu kesmem; bayrağımı göğsüme sarar, milletimin istikbali uğruna ölürüm." demiştir.
ATATÜRK YILDIRIM ORDULARI GURUP KOMUTANLIĞINI ALDIKTAN SONRA ADANA'DA HANGİ FAALİYETLERDE BULUNDU? YILDIRIM ORDULARI GURUP KOMUTANLIĞINI NEDEN LAĞVEDİLDİ?
         Mustafa Kemal Paşa Mondros Mütarekesi hükümlerinin doğurabileceği feci sonuçları göz önüne almak ve bütün kayıtlara rağmen düşmanların elinde oyuncak olmamak için Sadrazam Ahmet İzzet Paşa'ya itiraz ve muhalefetini her fırsatta bildiriyor ve mütareke hükümleri dışına çıkan uygulamayı şiddetle protesto ediyordu. Düşmanların her dediğine boyun eğecek olursak, düşmanların isteklerinin önüne geçmeğe imkan olmayacağını , bu gibi davranışlara yaradılışının müsait olmadığını bildirdi.
5 Kasım 1918'de İngilizlerin Sadrazam Ahmet İzzet Paşa'ya İskenderun'a asker çıkarmak isteklerine karşılık 6 Kasım 1918'de Adana'da "Tehir eden idam edilir" notuyla gönderdiği telgrafta: İskenderun her ne sebeple olursa olsun asker çıkarmaya teşebbüs edecek olan İngilizlere ateşle karşılık konulmasının emrettim" diyerek bilgi verir. "İngilizlere nazik davranmamızı isteyen emirlerinizi yerine getirmeye yaradılışım müsait değildir. Bunları yapmaktansa kumandayı bırakmaya hazırım".
         Atatürk'ün gönderdiği bu telgraf İstanbul Hükümetini telaşlandırdı ve Yıldırım Orduları Gurubu 7 Kasım 1918'de Lağvedilerek kendisi İstanbul'da Genelkurmay'da pasif bir göreve atandı.
MUSTAFA KEMAL PAŞA ADANA'DA BULUNDUĞU GÖNLERDE HALKLA TEMASLARI NELERDİR. NE ZAMAN, NERELERDE KİMLERLE GÖRÜŞMÜŞTÜR? BU GÖRÜŞMELERİN ADANA MÜCADELESİNDEKİ YERİ VE ÖNEMİ NEDİR?
Atatürk Adana'da Kuva-yi Milliye'nin teşkili için üç yerde halkla  toplantı yapmıştır.
İlk toplantısını 5 Kasım 1918 günü Cumhuriyet Oteli’nde Adana'lılar tarafından onuruna verilen yemekte yapmıştır.
Çok kalabalık davetlinin katıldığı ziyafette yaptığı konuşmasında bu memleketin kurtulacağını, henüz ümitlerin sönmediğini Türk milletinin ve ordusunun kendi vatanını ve istiklalini koruyabileceğini açıklamıştı.
Mustafa Kemal Paşa ikinci toplantısını 7 Kasım 1918'de Eski istasyon civarında şimdiki İstiklal Ortaokulunun da "Kırmızı Konak"ta yaptı.
  Görüştüğü Adanalı Aydınlar arasında Suphi Paşa (Ramazanoğlu), Kadri Ramazanoğlu, Nalbantzade Ahmet Efendi, İbrahim Rasıh, Hoca Mücteba (Ramazanoğlu), Bağdadizade Kadri Efendi, Gergerli Ali Efendi, Mısırlızade Avukat Ahmet Efendi, Dıblanzade Fuat vardı. Bu toplantıda 10 Kasım günü Adana'dan ayrılacağını kendilerinin mücadele için teşkilat kurmalarını istedi ve onlara henüz ümitlerin sönmediğini Türk milletinin ve ordusunun kendi vatanını ve istiklalini koruyabileceğini açıklamıştı.
         Mustafa Kemal, bu bölgede ileride oluşacak muharebeler için, Torosların Gülek Boğazı bölümüne ve Misis'e istihkamlar yaptırdı.
         Kırmızı Konak Adana'nın 21 Aralık 1918'de işgaline müteakip Fransız 1. P. Tümen işgal komutanı Defieux tarafından karargah olarak kullanılmıştır.
         Atatürk Adana'da 3. Toplantısını 8 Kasım 1918  tarihinde Şakirpaşa Konağı olarak yanlış bilinen  Şakirpaşa'daki Aliye Yerdelen Hanıma ait binada yapmıştır.
          Toplantıya 2. Ordu Komutanı Nihat Paşa (Anılmış) Ceyhan Askeri Fırka Komutanı Remzi Bey, Levazım Fırka Reisi Avni Doğan, Askeri İmalathaneler Müdürü Ahmet Remzi, Nalbantzade Ahmet, Ramazanoğlu Kadri, İsmail Safa Özler, Mücavirzade Mustafa Efendi, Merkez komutanı Hulusi Akdağ katılmıştır.
         Toplantıda Ahmet Remzi Yüreğir: “Paşa! “ Biz bu topraklarda doğduk, bu topraklarda ölmesini de biliriz. Nihat Paşa´ya emir ver, bize silah bıraksın”
          Mücavirzade Mustafa efendi'de  "Paşam öldürmeden ölmeyeceğiz" dediler.
         Ayrıca toplantıdaki varlıklı kişiler de bütün maddi ve manevi fedaya hazır olduklarını söylediler. Atatürk elinde gümüş kırbacı ve ayağında portakal rengi çizmeleriyle salonda iki sıra olan gurubun ortasında gidip geliyordu. "Evet, evet. Bu topraklarda düşman çizmesi gezemeyecek ve bu millet esir olmayacak" diyerek, izlenimlerinin müsbet olması, Mustafa Kemal Paşa'yı sevindirmişti.      

SONUÇ OLARAK
Bu faaliyetlerden sonra, Mustafa Kemal resmi bir sıfatı bulunmadığından Adana'da daha fazla durmaktansa, artık İstanbul’a gidip memleketin siyasi hayatında tesir yapabilecek bir yerde bulunmayı tercih etmişti. Böylece Mustafa Kemal, 10/11 Kasım gecesi Adana'dan ayrılırken, askeri birliklere gönderdiği veda yazısı iki cümleden ibaretti: "Tebliğ olunan fra'de-i Seniyye (Padişahın emri) üzerine bu gece (10/11 Kasım 1918) hareket edeceğim. Bütün silah arkadaşlarıma veda ederim" dedikten sonra da Adana'daki olumlu faaliyetlerini tamamlamış ve demiryolu ile Adana'dan ayrılarak, İstanbul’a gitmişti
Mustafa Kemal Paşa, toplantıda hazır bulunan 2. Ordu komutanı Nihat Paşa’ya 2. Ordunun silah, cephane ve teçhizatını Adana Kuva-yi Milliye’sine dağıtması emrini vermişti. Daha sonra Nihat Paşa aldığı bu emri yerine getirdi.
         Mustafa Kemal Paşa, 10/11 Kasım 1918 gecesi Adana’dan ayrılırken askeri birliklere gönderdiği veda yazısı iki cümleden ibaretti. “Tebliğ olunan irade-i seniyye (padişah emri) üzerine bu gece (10/11 Kasım 1918) hareket edeceğim. Bütün silah arkadaşlarıma veda ederim.
          Mustafa Kemal Paşa 13 Kasım 1918 günü Adana'dan İstanbul'a gelmişti. İtilaf devletlerine ait bazı gemiler şımarık çalımlarla tur atıyorlardı. Önünde geçmekte olan bu gemilere nefretle baktı ve dudaklarından şu sözler döküldü; "Hata ettim, İstanbul'a gelmemeliydim. Ne yapıp, yapıp Anadolu'ya dönmenin çaresine bakmalı."
         Mustafa Kemal, 'KARTAL’ isimli teknesiyle karşı sahile geçerken gemileri süzüyordu. Tekneden iskeleye çıktı. Bir an durduktan sonra çelik zırhlı gemilere uzunca baktı ve şu tarihi sözleri söyledi: "Geldikleri gibi giderler!" cümlesini işiten Yaveri Cevat Abbas" Size nasip olacak, Siz bunları kovacaksınız Paşam deyince. Mustafa Kemal Paşa gülümsedi, aziz başının içinde şekillenmeye başlayan Vatan'ı kurtarma planlarını bir an önce yeniden gözden geçiriyor gibi daldı ve sonra "Bakalım" dedi.
          Ulusal Kurtuluş düşüncesini ilk karar verdiği güzel Adana'ya Büyük Zaferden sonra 15 Mart 1923'te eşi ile birlikte İlk geldiğinde; "Bende bu vakayiin ilk hissi teşebbüsü bu Memlekette, bu güzel Adana'da doğmuştur." Dernek suretiyle açıklamış ve tarihe mal etmiş bulunuyordu.
         Adana Belediyesi, tarihimizin şanlı bir gününe rastlayan 5 Ocak günü yapılacak Kurtuluş Bayramı törenine, Atatürk'ü davet etti. O gün Atatürk'e Adana Belediyesi’nin hemşehrilik belgesi verilecekti. Bu davetten çok duygulanan Atatürk, bazı önemli devlet işleri dolayısıyla, gününde gelemedi. Adana ziyaretini bir hafta sonra gerçekleştirdi. Ama Adana Belediyesi 5 Ocak 1925 günü, Ali Münif Yeğenağa'nın başkanlığında, Atatürk'e verilecek hemşehrilik mazbatasını törenle hazırladı. Bu suretle, Atatürk, 13 Ocak günü Adana'ya, öz hemşehrisi olarak geldi.
         Bu seyehatte beraberinde yine eşi Lâtife Hanım, General Fahrettin (Altay), Bayındırlık Bakanı ve Diyarbakır Milletvekili Fevzi (Pirinççioğlu) Bey vardı.
İstasyonda görkemli bir karşılama yapıldı. Doğruca köprü başındaki Belediye Binası'na götürülen Atatürk, Başkan Ali Münif Yeğenağa'nın odasında kısa bir dinlenmeden sonra, Vilayete gitti. Vali Hilmi (Uran) Bey'den bilgiler aldı, oradan Türkocağı'na, daha sonra da Halk Partisi Merkezi'ne uğradı. Aynı akşam, dönüşünde tekrar uğrama vaadi ile özel trenle Dörtyol'a hareket etti.
         Atatürk bu seyahatinde Ali Fuat Paşa’yla 5 Kasım 1918’de birlikte verdikleri ulusal Kurtuluş kararı için bakın ne güzel bir ifade bulunuyor: “Bana milletin kurtuluş yolunda ilk girişim duygusunun bu topraklardan gelmiş olması sebebiyle, hemşehrisi olmakla övündüğüm bu toprakları kutlarım.”
SAYGIDEĞER VATANDAŞLARIM VE DEĞERLİ ADANALI HEMŞERİLERİM ADANAMIZIN DÜŞMAN İŞĞALİNDEN KURTULUŞUNUN 98. YIL DÖNÜMÜ ÜLKEMİZ VE MİLLETİMİZ İÇN KUTLU VE MUTLU OLSUN!
         Bizlere hürriyet ve istiklalimizi kazandıran, ay yıldızlı bayrağımızı göklerde dalgalandıran ulu önder Atatürk ve silah arkadaşları ile şehit ve gazilerimiz önünde saygıyla eğiliyor, onları rahmetle anıyoruz.

KAYNAKÇA

ŞU ÇILGIN TÜRKLER TURGUT ÖZAKMAN
İHANET BASINI AYDIN KELEŞOĞLU
ATATÜRK VE ÇUKUROVA OPR. DR. NECAT YAYCIOĞLU
KURTULUŞ SAVAŞINDA ÇUKUROVA TAHA TOROS
HATIRALARIM DAMAR ARIKOĞLU
TÜRK FRANSIZ MÜCADELESİ YRD. DOÇ. DR. SÜLEYMAN HATİPOĞLU
ATATÜRK VE BÜYÜK TAARRUZ KAHRAMANLARINA ARMAĞAN EDİYOR YRD. DOÇ. DR. GÜRSOY ŞAHİN  
MİLLİ MÜCADELEDE YENİ ADANA GAZETESİ TEZİ İBRAHİM ASLAN
ADANADA ERMENİLERİN YAPTIĞI KATLİAMLAR VE FRANSIZ ERMENİ İLİŞKİLERİ, YRD.DOÇ.DR.YUSUF ZİYA BİLDİRİCİ
TÜRK İSTİKLAL HARBİ CİLT 4 GENEL KURMAY ASKERİ TARİH VE STRATEJİ ETÜT BAŞKANLIĞI




1282 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

24 KASIM GÜNÜNÜN TÜRK TARİHİNDEKİ YERİ VE ÖNEMİ - 25/11/2019
Yeni Türkiye´nin birkaç yıla sığdırdığı askeri, siyasi, idari devrimler çok büyük, çok önemlidir. Bu devrimler, sayın öğretmenler, sizin toplumsal ve fikri devrimdeki başarınızla desteklenecektir. Hiçbir zaman hatırınızdan çıkmasın ki, Cumhuriyet siz
ÖLÜMSÜZ ATATÜRK İLE SONSUZA DEK - 10/11/2019
"Büyük adamlar yetiştiren bir ırk, herhalde büyük ırktır. Bir kavmi anlamak için, onun ırkını, liderini tetkik etmekten daha iyi vasıta yoktur
HARF İNKILABININ 91. YILDÖNÜMÜ - 06/11/2019
“Yeni Türk harflerini çabuk öğrenmelidir. Yeni Türk harflerini her vatandaşa, kadına, erkeğe, çobana, hamala, sandalcıya öğretiniz. B
CUMHURİYET IŞIĞI 96 YAŞINDA - 28/10/2019
Bundan tam 96 yıl öncesi bugün, Osmanlı İmparatorluğunun 624 yıllık tarihinde insan haklarından yoksun, çağdışı mutlakıyet yönetiminin sona erdiği
BÜYÜK ZAFERİN 97. YILDÖNÜMÜ - 30/08/2019
YÜCE TÜRK ULUSUNUN ÜZERİNE HÜRRİYET VE İSTİKLAL GÜNEŞİNİN DOĞDUĞU 30 AĞUSTOS BAŞKOMUTANLIK MEYDAN MUHAREBESİ ZAFERİNİN 97. YILDÖNÜMÜ KUTLU OLSUN.
ATATÜRK ÜZERİNE - 01/01/2019
‘ ALLAH´IN BANA BU EVLADI VATANI KURTARMAK İÇİN GÖNDERDİĞİNE İNANIYORUM.‘
TEOKRATİK VE MONARŞİK SALTANAT DÜZENİNİN YIKILIŞI ÇAĞDAŞ BİR DEVLETE DOĞRU - 09/11/2018
"Bir gün gelecek, ben hayal zannettiğiniz bütün, inkılâpları başaracağım. Mensup olduğum millet bana, inanacaktır. Saltanat yıkılmalıdır. .Din ve devlet birbirinden ayrılmalı, şarktan benli
TÜRK ULUSUNUN ÇAĞDAŞ CUMHURİYET YÖNETİMİNE KAVUŞMASININ 95. YIL DÖNÜMÜ KUTLAMASI - 29/10/2018
ATATÜRK UYARMIŞTI
30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN - 29/08/2018
"Bu meydanda akan Türk kanları, bu gökyüzünde uçuşan şehit ruhları. devlet ve Cumhuriyet´imizin ölmez koruyucularıdır. " Mustafa Kemal Atatürk
 Devamı
AlışSatış
Dolar32.237032.3662
Euro34.794534.9339